Bulgurun Meşakkatli Yapım Serüveni
Buğdayın uzun ve meşakkatli yolculuğun ardından dönüştüğü ve Türkiye'nin sarı petrolü olarak değerlendirilen bulgur, güneşten aldığı lezzet ile sofraların vazgeçilmezi oluyor. Buğdayın kurutulması esnasında ortaya çıkan şekiller ise güzel manzaralar oluşturuyor.
Türk mutfağının vazgeçilmezi olan bulgurun yolculuğu, meşakkatli bir süreçten geçiyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yetişen durum buğdaylarının fabrikalara taşınmasıyla bulgurun serüveni başlıyor. Gastronomi kenti Gaziantep'te bulgur üretimi konusunda önemli bir rol oynuyor. Fabrikalarda eleme işlemlerinden geçen buğday büyük kazanlarda haşlanıp, römorklarla serim alanlarına dökülerek güneşin altında kurumaya bırakılıyor. Belirli aralıklarla traktörlere takılan tırmıklar yardımıyla buğday tanesinin her tarafının güneş görmesi sağlanıyor. Bulgurun yüzeyde yayma işlemi esnasında oluşan geometrik şekiller ise ortaya güzel manzara çıkarılıyor. Kuruyan buğdaylar yine traktörlerle toplanarak bazı işlemlerden geçirildikten sonra makinelerde bulgur haline getiriliyor. Uzun ve meşakkatli bir yolculuğu olan bulgur, lezzetiyle iç piyasada vazgeçilmez ürünler arasında yer alıyor.
Bulgur üretimi sadece lezzetiyle değil, sağlık açısından da önemli bir yere sahip. Doğal bir protein, lif ve mineral deposu olan bulgur, besleyici değeri yüksek bir gıda maddesi olarak sofralarımızı süslüyor. Tarladan sofralara uzanan bu yolculuk, çiftçilerin özenli çalışmalarıyla başlıyor. Toprağa saçılan emek ve sevgi, sağlıklı ve doğal besinler olarak sofralarımıza dönüşüyor. Bulgur üretiminin her aşamasında, geleneksel yöntemler ve modern tarım teknikleri bir araya getirilerek kaliteli ürünler elde ediliyor.
“Yaklaşık 15 bin ton ihracat yapıyoruz”
Yıllık 15 bin ton ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Ahmet Fatih Sarı, “Bulgur imalatı Türkiye’nin has bir ürünüdür. Yüzde 100 Türkiye’de üretilen ve ihracatı Türkiye’den olan bir üründür. Biz bulgurun Amerika ve Avrupa olmak üzere 35 ülkeye ihraç ediyoruz. Yıllık ihracat tutarlarımız yaklaşık 15 bin ton kadar ihracat ediyoruz. Bölgemizin bulguru renk olarak diğer bölgelere göre altın sarısında bir rengi vardır. Ürünümüze ait kendisine has bir kokusu olur. Bizim seçtiğimiz buğday daha fazla kalite, rektörit yüksek ve protein değerleri olarak da daha yüksek buğdayları bizler bulgur olarak kullanıyoruz. Tercihen baklavalık buğdayları kullanıyoruz” dedi.
“Bu yıl çiftçi memnun kaldı”
Devletin çiftçiye vermiş olduğu desteklerden dolayı memnun olduklarını belirten Sarı, “Fiyat olarak bu yıl çiftçi memnun kaldı. Devletimizin açıkladığı fiyatlar 8 bin 250 + bin TL prim olarak oluşmuştu. Çiftçi bundan memnundur ve şu andaki mevcut buğday fiyatları da bu şekildedir” şeklinde konuştu.
“Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde özellikle bu bulguru üretiyoruz”
Geçmişten günümüze gerçekleştirilen bulgurların kurulmasını şu anda fabrikasyon halinde gerçekleştiren işletme sahibi Ahmet Fatih Sarı, “Bulgur yarı pişmiş bir üründür. Biz burada kaynatma ardından kurutma kulelerimizden geçiriyoruz ve doğal olarak güneşte kurutuyoruz. Güneşte kuruttuğumuz ürünün esası daha renk, lezzet ve koku olarak daha güzel bir ürün oluyor. Biz burada geleneksel bir ürünü sürdürmek istiyoruz. Güneş kurutmamızın asıl amacı da budur. Eskilerde nenelerimiz dedelerimiz o zamanlarda damda bulguru kaynatıp güneşte kurutup o şekilde yapıyorlarsa bizler de bunu fabrikasyon halinde yapıyoruz. Daha sonra taş değirmenlerde çekerek ürünü üretiyoruz. Aynı zamanda bunlar Türkiye’de demir değirmenlerde de çekilir öğütülür. Bunlar birbirlerinden farklı oluşur ama biz Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde özellikle bu bulguru üretiyoruz. Bulgur 12 çeşit olarak üretiliyor. Pilavlık bulgur, köftelik bulgur, şehriyeli bulgur, Midyat dediğimiz orta kırım bulgur, sefer kitel bulgur, çiriş bulgur; bunlar da pişmemiş çiğ bulgurdur. Harici olarak tip 3, tip 4 diye ayrılır. Bunlar ihracatta istenilen bölgenin kırım oranına göre değişiklik gösterir. Özel olarak müşterilerimizin ya da bölgenin istediği üzerine ürün tipine göre kırım yapabiliyoruz. Daha çok yurt dışı bulgurlarında pilavlık, Arap bölgesinde ise çiriş tipi bulgurlar ön planda gidiyor. Köftelik bulguru iç piyasa da daha fazla, yurtdışında daha az gidiyor. En fazla giden bulgurumuz Midyat, pilavlık ve çiriş bu tip bulgurlarımızdır” diye konuştu.
Kaynak:İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.