Gutti Kralı Mı, Part Süvarisi Mi, Bûk Û Zava Mı?
Şırnak'ta Gabar ve Cudi dağlarını birbirinden ayıran ve tarihte “Krallar Geçidi” olarak bilinen 6 bin yıllık Kasrik beldesinde bulunan heykel bin yıllardır varlığını korumaya devam ediyor. Bölgede Asur, Pers, Roma imparatorluklarının hakimiyet için önemli bir vadi olan Kasrik'te çok sayıda tarihi kalıntılar bulunuyor.
Kuzey ve Güney Mezopotamya arasındaki tek geçit olan Kasrik'te hâkimiyet kuran birçok medeniyet arkasından izler bıraktı. Tarihi belde adından da anlaşıldığı gibi özelikle krallar için konaklama yeri olarak da kullanılmış. Ksenofon ve Büyük İskender'in de Dicle Nehri’ni geçtikten sonra dağları ovalardan ayıran Kasrik'ten geçtiği biliniyor. Yüksek vadilerin delinerek hazırlanan nöbetçi kulübeler varlığını halen korurken, Qesra Mîr'den ise sadece yıkık duvarları geriye kalmış.
SAVAŞÇI FİGÜRÜ
Vadinin güneye doğru genişleyen batı cephesinde Risor Deresi’nin kıyısındaki heykel, beldede varlığını koruyan en önemli tarihi yapı olarak duruyor. Kasrik geçidinden Cizre'ye gelince yolun tam karşısında yer alan kayalık yamacın yüzeyinde yer alan heykel, yerden 3 metre yükseklikte bulunuyor. Heykel güneye dönük at üzerine binmiş, savaşçı süvari figürü olarak görülüyor. Beden yapısından zırhlı olduğu anlaşılan süvari sağ eli ile atın ensesindeki dizginleri tutarken sol eliyle de atın terkisini kavrıyor. Süvarinin bindiği at hareket halinde görülüyor.
PART SAVAŞÇISI
Heykeli ilk kez 1909 yılında fotoğraflayan gezgin Gertrude Bell bunun bir Part rölyefi olduğunu yazıyor. Ağır süvarilerin ilk defa Partlar tarafından savaşlarda kullanıldığını belirten Bell, heykelin prototiplerinin Asur’un sakallı ve kanatlı canavarları arasında değil, batı heykeltıraşları çalışmaları arasında aranması gerektiğini ifade ediyor. Roma İmparatorluğunun amansız düşmanı Partların, Roma üzerinde kurdukları hâkimiyetlerine tanıklık etmesi için Kasrik'e bu figürü kazdıklarını vurgulayan Bell, heykeli Psuedo (Yalancı) klasik olarak değerlendiriyor.
GUTTİ KRALI MI?
Heykelin Guti İmparatorluğu döneminden kaldığını düşünen Cizreli bazı tarihçiler ise, vadi üzerinde kral ve kraliçenin heykelinin olduğunu ifade ediyor. Karşılıklı heykellerden kraliçenin heykelinin sel sularından yıkıldığını ifade eden Cizreli tarihçiler, geride kalan kral heykelinin 6 bin yıl önceki bir Gutti imparatoruna ait olduğunu kaydediyor.
SASANİ BENZERLİĞİ
Yine heykelin Sasani Kralı Erdeşêr Babekan ile Şahpur'un dünya mirası Taqê Bustan, Persepolis harabelerindeki Nakşê Rustem ve Hüsrevi Perviz'in kaya kabartmalarına da çok benzetiliyor. Cizre'yi bir dönem kuşatan Erdeşêr'de tıpkı Kasrik'teki gibi birçok nehir kenarına ve vadiye bu tarz kabartmalar yaptığı biliniyor.
BÛK Û ZAVA EFSANESİ
Bölgede yaşayan halk ise heykeli dilden dile yaydıkları bir kaç “Bûk û Zava” (Gelin ile Damat) efsanesiyle açıklıyor. Efsanelerden birine göre, birbirini seven iki genç insanın aileleri bunu kabul etmiyor ve evlenmelerini istemiyor. Bunun üzerine kızın ailesi onu başka biriyle evlendirmek istiyor. Genç kadın düğün günü sevdiği genç ile kaçıyor. Süvari olan gençler Kasrik vadisinde pusu kuran aileler tarafından vadide sıkıştırılıyor. Genç kadın kimsenin onları görmemesi için dua ediyor. Gençleri hiç kimse görmüyor ve izlerini kaybettiriyorlar. Gençlerin izini kaybeden aileler, bunun üzerine vadiye gelin ve damadın resmini yontuyor.
Bir başka efsaneye göre ise, Kasrik geçidinde karşılaşan iki düğün alayı arasında kavga çıkıyor. Çıkan kavgada çok sayıda kişi yaşamını yitiriyor. Bunun üzerine insanlar bu olayın unutulmaması için gelin ve damat figürünü dar vadiye yontuyor.
DEFİNECİLERİN UĞRAK YERİ
Medeniyetlere beşiklik eden bu tarihi vadi definecilerin de uğrak yeri. Defineciler tarafından yıpratılan heykelin içinde bulunduğu oyuk kemer üzerinden ve içinden parçalar koparılmış, panoda delikler açılmış. İçinde değerli eşyaların olabileceğini düşünen defineciler yüzünden süvarinin zırhı da kırılmış.
Kaynak:Şilan BAHŞİŞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.