Nevroz Uysal Aslan’dan Meclis’te Sert Çıkış: “Şırnak’ta Ekolojik ve Kültürel Yıkımın Adı HES Projeleri”
DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nda katıldığı İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında görüşülen projelere ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Özellikle Şırnak’taki Nerdüş ve Şenoba Hezil baraj projeleri hakkında hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarının bilimsel ve etik değerlerden uzak olduğunu vurgulayan Aslan, yaşanan sürecin tarihi, kültürel ve ekolojik bir yıkıma zemin hazırladığını ifade etti.
"Siparişle Hazırlanmış, Bilimsellikten Uzak Raporlar"
DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, ÇED sürecinde hazırlanan raporların hem bilimsellikten uzak hem de kamuoyunu yanıltmaya dönük olduğunu söyledi. Şırnak’ın Şah ve Hebler köylerinde yapılması planlanan projelere değinen Aslan, bu bölgedeki Çağlayan Kalesi ve çevresinin Mardin Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 24 Haziran 2024’te 1. derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edildiğini hatırlattı.
Ancak buna rağmen daha önce aynı kurulun saha ekiplerinin bu alanlarda tarihî yapı bulunmadığına dair rapor verdiğini belirten Aslan, bu çelişkinin tesadüf değil, projelerin geçmesini sağlamak amacıyla bilinçli bir şekilde yaratıldığını savundu.
"Uzmanların Haberi Yok, İsmi Var"
Aslan’ın ifadelerine göre, danışma kurulu üyeleri sadece kâğıt üzerinde var. Bazı akademisyenlerin isimlerinin ÇED raporlarında geçtiğini ancak rapor hazırlık sürecinde yer almadıklarını vurgulayan Aslan, “İsmi geçen akademisyen bizim aramamız sonrası rapordan haberdar oldu. Bu nasıl bilimsel rapor?” diyerek tepki gösterdi.
Ayrıca halkın katılım toplantılarının da göstermelik yapıldığını söyleyen Aslan, projeden etkilenecek köyler yerine etkilenmeyecek köylerin halkıyla toplantılar düzenlendiğini ve gerçek itirazların tutanaklara dahi geçirilmediğini dile getirdi.
"Nerdüş Deresi Zehir Akıyor, HES Projesi Dayatılıyor"
Milletvekili Aslan, HES projelerinin ekolojik etkilerine de dikkat çekti. Nerdüş Deresi’nde yapılan araştırmalarda suyun içme suyu olarak kullanımının uygun olmadığı, yüksek tuz ve sodyum içerdiğinin bilimsel raporlarla ortaya konduğunu belirtti. Buna rağmen sulama amaçlı HES projesinin planlandığını söyleyen Aslan, bölgedeki flora ve faunanın ciddi tehdit altında olduğuna işaret etti.
"93’te Göç Ettirildiler, Şimdi de HES’le Topraklarından Ediliyorlar"
Şah ve Hebler köylerinin 1993 yılında boşaltıldığını hatırlatan Aslan, yıllar boyunca güvenlik gerekçeleriyle tarım ve yaşam faaliyetlerine kapatılan bu alanların şimdi HES projeleriyle tamamen sular altında bırakılmak istendiğini söyledi. “Bu köylüler sadece topraklarını değil, geçmişlerini ve geleceklerini savunuyor,” diyen Aslan, projelerin halkın iradesini ve yaşam hakkını yok saydığını vurguladı.
"Şenoba Barajı Uluslararası Hukuka Aykırı"
Şenoba’da kurulması planlanan baraj projesine de değinen Aslan, Hezil Çayı’nın Irak sınırları içine akan bir uluslararası su olduğunu hatırlattı. Türkiye’nin bu tür sularda tek başına karar alamayacağını belirten Aslan, “Daha iki gün önce Irak Parlamentosu Dostluk Grubu burada ağırlandı. 2023 yılında Irak Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye’ye uluslararası sularla ilgili uyarısı var. Peki bu projeyi hangi uluslararası hukukla hayata geçireceksiniz?” diye sordu.
"Hasankeyf ve Kasrik Gibi Yıkımın Yeni Adresi: Şırnak"
Aslan, bu projelerin Hasankeyf ve Kasrik Boğazı gibi geçmişte yaşanan yıkımların benzeri olduğunu ifade ederek, “Ne Heftbori’yi ne Herbol’ü ne de Şah ve Hebler’i rant projelerine teslim etmeyeceğiz,” dedi. Kültürel ve tarihi değerlerin korunması, ekolojik sistemin devamlılığı ve halkın yaşam hakkı için mücadele edeceklerini vurguladı.
Kaynak:Şilan BAHŞİŞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.