Sürekli vazoyla yere vurarak ses çıkartan anne Seher Değerli Perinçek, enkaz altında 4 çocuğunu bir araya getirdi ancak Elif’e yetişemedi. Depreme dışarıda yakalanan baba Oğuz Perinçek ise evini perdelerinden tanıyarak eşi ve çocuklarının kurtarılması için ekipleri yönlendirdi.
İzmir’i vuran depremin ardından 3'üncü gün geride kalırken sevindirici haberler peş peşe geldi. Toprak yığınına dönen Emrah Apartmanı’ndan 58 saat sonra çıkartılan İdil Şirin’in ardından Doğanlar Apartmanı enkazından 65 saat sonra sağ kurtulan 3 yaşındaki çıkartılan Elif Perinçek depremin simgesi oldu. Üzerine devrilen sandalye ve uyuması sayesinde hayatta kaldığı belirlenen Elif’in ikiz ablaları Elzem ve Ezel’in (10) de sağ kurtarıldığı enkazdan çıkartılan 7 yaşında abi Umut ise yaşam mücadelesini kaybetti. Ege Üniversitesinde araştırma görevlisi olan anne Seher Dereli Perinçek ve depreme dışarıda yakalanan baba Oğuz Perinçek çocuklarını yaşamda tutabilmek için büyük bir mücadele verdi.
Doğanlar apartmanı en kazında yaşadıkları 65 zorlu saat hakkında bilgi veren dayı Özgür Değerli, “20 saat sonra önce kardeşim Seher’e, ikizlerimize ve Umut’umuza ulaştık. Umut’un daha sonrasında hayatını kaybettiğini öğrendik. Ondan sonra süreç Elif için devam etti. Ümidimizi hiç kaybetmedik. Ekipler bana, başka bir depremde 72 saatte kurtarılan yeni doğan bir bebekten söz edip ‘Neden bunlardan birisi Elif olmasın’ diye moral verdiler. Ümitli haberler bize güç verdi. Akabinde bizim için de bir müjde geldi. Şükür Elif’in sağlık durumu iyi. Acil servisten yoğun bakıma alındı. İlk geldiğinde yaşı sorulmuş. Buna cevap verip su istemiş. Rahatlıkla konuşuyor. Kardeşim Seher, dahiliye servisinde. Sağlık durumu iyi, sürekli evlatlarını soruyor. İkizlerimiz Elzem ve Ezel onlar da sağlıklı. Umut’umuz dışında ailenin diğer fertlerinin kötü bir durumu yok” dedi.
Vazoyla yere vurup hem kendini hem de çocuklarını kurtardı
Eşi ve çocuklarının kurtarılmasına büyük katkı sağlayan Oğuz Perinçek’in eşiyle irtibat kurduğu ve dairenin izlerine ulaşılınca ekipleri yönlendirdiği ölüm kalım savaşını anlatan dayı Özgür Değerli, yaşananları şöyle anlattı: “Depreme dışarıda yakalanan eniştem Oğuz’un operasyona büyük katkısı oldu. Seher yaşadığına dair işaret vermek için bulunduğu konumdan sürekli vazo ile yere vurarak ses çıkartmış. Oğuz da, zaten dairenin perdelerinden teşhisini yapıp ekiplere içeriye girilebilecek yerleri göstermiş. Odaları ve bulunabilecekleri konumları belirtmiş. Elif haricindeki herkese tek bir noktada bulmuşlar. Hepsi bir yerde yaşam üçgeni oluşturmuşlar ama kardeşim Elif’e yetişememiş.”
Devrilen sandalye Elif için yaşam üçgeni oluşturdu
Değerli, depremin simgesi haline gelen yeğeni Elif’in 65 saatlik öyküsüyle ilgi olarak ise, “Kardeşim diğer çocuklarını bir araya getirmiş ancak Elif kendi odasında kalmış. Orada üzerine devrilen bir sandalye sayesinde göçük altında kalmaktan kurtulmuş. Orada kendiliğinden bir yaşam üçgeni oluşmuş. Doktorumuzdan aldığımız bilgiye göre, bebeklerin ilk etapta bir ağlama süreçleri oluyormuş ama ağlama sonrasında uykuya dalıyorlarmış. Metabolizması yavaşladığından yaşama tutunmak için süreci uzatmış” dedi.(