Sultan, halka duyurur:
“Bu gece, sarayın bahçesinde bulunan havuza her ev bir kova süt getirip dökecek, dökmeyen kim olursa olsun ceza alacak!”
Herkes telaş içinde kovaları alıp süt sağmaya başlar ve kovalarını doldurur.
Gece karanlık olunca göz gözü görmez bir hal alır. Halk kovasını alarak sarayın bahçesindeki havuza dökmeye gider.
Hemen adamın birinin aklına bir hinlik gelir ve sultanın havuzuna süt dökeceğime bir kova su döküp gelirim. Gecenin karanlığında kovadakinin ne olduğunu kimse görmez. Hem döktükten sonra o kadar süt içerisinde benim dökeceğim suyun da kimse farkına varamaz diye düşünür.
Sabah olup da padişah, havuzun durumunu kontrole gidince gördüğü manzara karşısında şok olur.
Havuz ağzına kadar doludur dolu olmasına ama sütle değil suyla!
O gece, halkın tamamı o adamla aynı şeyi düşünmüştür.
Kıymetli dostlarım, son zamanlarda tartışılan konuların başında gelen sözlerden biri yaptıklarımızı bize Allah mı yaptırıyor? Sorusudur. Açıkçası bununla ilgili yapılacak her yorum anlamsızdır çünkü bunun cevabı yorum ile değil Allah’ın bize göndermiş olduğu kitapla yanıt bulabilir. Peki kutsal kitabımız ne diyor bu konuda, birkaç örnek inceleyelim:
Kur’an ne diyor?
Zariyat 56:
Ben cinleri ve insanları, başka bir gaye için değil, ancak Beni Rab olarak tanımaları ve yalnızca bana kulluk ve itaat etmeleri için yarattım. Ve bu kulluğun yararı bana değil, bizzat kendilerine olacaktır.
Ali İmran 162:
Allah'ın rızasını gözeten ile Allah'tan bir gazaba uğrayan kişi bir olur mu hiç! Onun barınağı cehennemdir. Ne kötü varış yeridir (orası)!
Müddesir 38:
Çünkü herkes kendi kazandığı karşılığı (serbest kalmak ve sonsuz huzura kavuşmak üzere) rehin alınmış (bir tutsak)tır. (Ancak hesabını doğru vermekle ve ahiret için ciddi hazırlık görmekle kendisini kurtaracaktır.)
Zümer 18:
O kullarım ki sözü dinlerler de en güzeline uyarlar, onlar, öyle kişilerdir ki Allah, doğru yola sevk etmiştir onları ve onlardır aklı başında bulunanların ta kendileri.
Aslında uzun lafa ve daha fazla örneğe değinmeye gerek görmüyorum çünkü kutsal kitabımız açıkça yanıtlamış. Bu gibi tehlikeli söylemlere girmemenin en doğrusu olacağı kanısındayım.
Nitekim yarın adam öldüren bana Allah yaptırdı. Hırsızlık yapan bana Allah çal dedi. Zina yapan beni Allah zorladı derse hiç şaşırmayın. Eğitim şart deyip yazımı sonlandırayım. Çünkü bu tür problemlerden ancak okuyarak kurtulabiliriz. İlla uzmanlar dedi diye, siyasetçiler dedi diye, büyüklerimiz dedi diye bir şeyleri doğru kabul etmek hataların gerçekliğini değiştirmez.
Ya da her şeyin farkındayız da yazının başındaki hikâyede yaşananlar gibi işimize ne geliyorsa öyle mi yapıyoruz?
Neyse uzatmaya gerek yok biz yine de bol bol okuyalım. Ne diyor atalarımız.
Yarım Hekim Candan Eder Yarım Hoca Dinden Eder…