Belirsizliğin giderek çoğaldığı zamanlar yaşıyoruz. Her geçen gün, bazı değer kavramlarını yok ettiğimiz bir belirsizlik ve karar verme konusundaki tereddüdümüz...
Aslında belirsizlik ve tereddüt kelimeleri birbiriyle bağlantılıdır.
Bir sözlük "tereddüdü” karar vermeyi engelleyen kuşku olarak tanımlar.
Ayrıca belirsizlik nedeniyle önemli bir konu hakkında tereddüt içinde olmak kaygı ve endişenin başlıca nedenidir. Tereddüdün ortadan kalkmaması endişe, hayal kırıklığı ve öfkeye yol açabilir.
Evet, olabilecek ve olamayacak şeyler hakkında duyulan kaygı, zihinsel ve fiziksel sağlığımıza zarar verebilir. Bunun sonucunda, bazı insanlar aşırıya kaçabilirler. Onlar, şunları söyleyen yeni neslin gençleri gibidirler: “Yarın olabileceklerle neden ilgilenelim ki? Bugün bugündür, yarın da yarın.” Böyle kaderci bir tutum yalnızca düş kırıklığına, üzüntüye ve hatta eninde sonunda bir hiç olmaya yol açabilir.
KESİNLİKLE!, Olmuş bil!, Söz!
Bu tür ifadeleri kuşkusuz defalarca duymuşsunuzdur. Bununla birlikte günlük yaşamımızda emin olduğumuz çok az şey vardır. Yaşam öylesine ani değişikliklere uğrar ki, tamamen emin olabileceğimiz herhangi bir şeyin olup olmadığını sık sık merak ederiz. Tereddüt ya da belirsizlik duyguları hayatın bir kısmı gibidir. Ve bu hayatın bir kısmını kapsayan belirsizliği yok etmekte kendi elimizde. Çok basit bir yöntemle bunu yok edebiliriz. Ben böyle bir durum yaşadığım zaman mümkün olduğunca beni mutlu eden
kavramları zorla da olsa uygulamaya çalışırım...
Mesela;
Bazı zamanlar yaşadığım belirsizliği yok etmek için, odamdaki pencereye yönelip eski mahallemde yaşadığım anılarımı ruh halime yüklemeye çalışıyorum. Ve o güzel anıların ruhuma işlemesiyle üzerimdeki belirsizliği yok edercesine yarına daha güzel ve belirli bir şekilde azda olsa uyanabiliyorum…