Öyle garip bir durum ki; dünya üzerinde değişen her şeye rağmen gün hep doğar. Her gün güneş yeniden doğar ama her gün farklı doğar. Çünkü gün, her günkü gün değildir. Doğa, her günkü doğa değil. Asıl önemlisi ise biz, her günkü biz değiliz.
Gün doğumunu ara sıra kesen siyah ve beyaz bulutlar oluyor. Her gün batmaktan bıkmayan güneşin, doğmak gibi garip bir durumu oluyor. Düşünüyorum da doğmak için güneş neden batar ki.
Sanırım bu soru beni aşıyor.
Güneşin bugün doğmasını istemiyorum. Orda kalıp tersi yönünde yol alarak bundan 6 yıl önceki güne doğmasını dileyeceğim. Olabilirliğine ihtimal dahi veremeyeceğim bir durumu cümlelere dökmenin, güneşin doğum batımı kadar garip olmadığını düşünüyorum. Ben bu sabah doğan güneşle yaşadığım husumeti çözemiyorum.
Sadece biraz geriye gidip 6 yıl öncesine doğmasını istiyorum.
Bende o arada henüz güzel kavramını yitirmediğimiz 6 yıl önceki zamana kucak açıp güneşin doğumunu eski şehrimde kalan kelimelerle bekleyeceğim...