Hiç bir şeyin kalmayacağı bu gezegenin en olası durumunu yaşamak istiyorum. Başka bir gezegen kurup oraya götürebilecegim kadar güzel şeyler toplamak en olası durum. Ve bu durumdan yararlanmak istiyorum. Gidebileceğim farklı bir gezegen için 2014 yıllından önce, yeni mahalle ak sokaktan geçen küçük çocukların okul dönüşlerinde bir an önce eve yetişebilmek için yaşadıkları heyecanı götürmek istiyorum mesela. Ne gariptir ki; hiç bir şeyin kalmayacağı bu gezegenin beni en cezbedici yönü, o çocukların heyecanı oldu. O heyecanlarında ise yaşamın ana etmeni vardı benim için. Ben o anın en büyük tanığı olduğum için kendimi şanlı hissettiğimin ayrıcalığını yaşıyorum. Yapay zekanın geliştiği bu materyal dünyada benim yaşadığım bu durumun garipseneceği ihtimalini de biliyorum!!! Ne yani; diğer gezegene, dünyadaki bir çok büyük şirketlerinin kapital CİO larının (Bilişim Kurulu Başkanı büyük ölçekli şirketlerde bilgi teknolojileri ile bilgisayar sistemlerinden sorumlu kişi ) dünyaya ve insanları kontrol edebilmek için icat ettikleri buluşlarını mi götüreyim? Emin olun, en son geliştirilen uzay teknolojisinin bile yeni mahalle ak sokakta maden emekçisi babasının ona aldığı siyah beyaz plastik topla oynayan bir çocuğun yaşattığı mutluluk kadar beni mutlu edemez. Her gün dünyanın başka bir yerinde yapılan yeniliklerin ve yaratılan bir çok buluşun çok sıkı takipçisi olamama rağmen benim aklım hala benim duygularımı en çok okşayan o çocuklarımızın bana hissettirdkleri mutluluktu. Sanırım her geçen gün kendimi daha iyi tanımaya başlıyorum. Bugün farklı bir gezegen kurmaya çalışıp götürmek istediğim şeylerin beni tanımaladığı gibi. Yeni bir gezegen kurdum. Bu gezegenden uzak ve bir o kadarda daha da uzak.
Bu gezegenden çok uzak ve bir o kadar da daha uzak
Bu gezegenden çok uzak ve bir o kadar da daha uzak
Yorum Yap
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.