Bu le le, lo lo su da var…

Sevgili okurlar, değerli dostlar;  malumunuz Rusya-Ukrayna savaşının ilk başladığı 24 Şubat tarihindeki yazımda da belirtmiştim ki savaşın kazananı olmaz ve savaş bir insanlık suçudur. Savaşı baştan reddederek başlamak isterim bu yazıma.
Maalesef günlerdir iki ülke arasında yaşanan savaşta diğer savaşlarda olduğu gibi en çok zararı, mağduriyeti ve zulmü yaşayanlar siviller ve şu ana kadar hayatını kaybedenlerin ve yaralananların bini bulduğu ifade edilirken yer değiştirmek ve göç etmek zorunda kalanların ise bir milyonu geçtiği bilgileri var.
Ever daha bunlar iyi günleri en iyi vurgulayan yada denk gelen “Bu le le, lo lo su da var” dememdeki kasıt şu; Türkiye’nin her iki ülke ile hem ticari hem askeri işbirlikleri var. Fakat şu ana kadar izlenen politikaları gözlemlediğimde ne yardan geçiliyor ne de serden. O nedenle ekonomik olarak en büyük zararı gören üçüncü ülke olarak Türkiye’yi görmek çok da yanlış olmaz. 
Bu ekonomik sıkıntılar hayatımıza maalesef direk tesir etmeye başladı bile. Son üç günde hergün yapılan akaryakıt zamları bunun en açık örneği. Bununla mı kalacak? derseniz işte o zaman size derim ki bu  le le, lo lo su da var. ( Bu başlangıç, daha devamı var) En büyük ihracat ürünü olan gaz, buğday ve petrol fiyatları hayatımıza direk temas eden en önemli ürünler. Turizm ve diğer sıkıntılar da sıra da bekliyor. Zamları yada birilerine göre fiyat güncellemelerine girmeye gerek yok. Çünkü sabahtan akşama bazen de gün aşırı değişen fiyat etiketlerini siz benden iyi takip ediyorsunuzdur.
Tüm bu olumsuz gelişmeler zaten çok zor durumda hayatını devam ettiren bizleri daha da yoksullaştıracağı gibi yaşam şartlarının da çok daha kötü bir düzeye gelmesine sebep olacaktır diye öngörmek için müneccim olmaya gerek yok.
Ülke olarak dengeyi sağlamak gerekirken maalesef topuzunda ayarı kaçtı gibi neden mi? Biri Türkiye’nin sattığı iha ve sihaları başarı hikayesine eklerken, karşı taraf ise bunun verdiği zararı da eksi haneye yazıyor. Savaş şu an bitse bile bunun bize olumsuz yansımaları uzun yıllar alacak.
Tekrar etmekten beis görmediğim şey şu; Zaten yok edilen sanayi üretimi olmadığı da gün gibi aşikar. Onun için kesinlikle üretmek ve kendi kendine üretebilmek için başta yatım ve hayvancılığın en kısa zaman da yeteri kadar desteklenerek üretime ağırlık verilmesi gerekir.
Sonu iyi bitirmek isterdim fakat görünen köy kılavuz istemiyor. 
Sevgi ve saygılarımla…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri