Sevgili dostlar; 14 Mayıs tarihinde şimdiye kadar olandan farksız fakat, çok daha önemli bir seçime gidiyoruz.
Farksız evet çünkü 5 yılda bir yapılan ve yapılması gereken bir seçim şimdiye kadar olanlar gibi siyasi partiler çalışır programlarını yapar ve halka anlatırdı. Ama öyle ama böyle birileri kazanır birileri bir şekilde kaybederdi! Fakat bu seçim iğneden ipliğe kadar farklılaştırıldı. Nasıl mı? hepinizin iliklerine kadar hissettiği gibi ülkede yaşayan herkese bir isim, bir lakap ve bir misyon biçildi.
Adeta ülkedeki insanlar iki kutuba ayrıştırıldı. Bu neydi şimdi? Neler oluyor? Hükümetin yanında olanlar ve hükümetin karşısında olanlar.
Zaman azaldıkça hükümete muhalefet edenlere şekil ve düşüncelerine yada durdukları yere göre baskılar yapılarak, yinele geri adım ayırılmayınca bu seferde gözaltı ve tutuklamalar gelmeye başladı.
Emin olun bunların kimseye ve hiçbir amaca faydası yok ve olmayacak da. Aksine bu kutuplaşmaları derinleştirir diye düşünüyorum.
Gazeteci, hukukçu, sendikacı, siyasetçi gibi gibi her meslekten yada mesleksiz yüzün üzerinde insan gözaltına alındı. Onlarcası tutuklanmışken, bir başkalarının yakalanma kararı çıkarıldı. Suç ne neyle suçladıkları meçhul, ha suç var katalog suçlar vs vs… fakat unutmayalım bu kimseye kazandırmaz. Size açık kanallarda paylaşılan birkaç örnek vermek istiyorum.
Bir ilin valisi daha aday olan bir kişiyi taktim ederken “sayın vekilin vekilliği bizim için çok önemli derken, bazı camilerde siyasi vaazlar (yorumlar),” bazı yerlerde işçilere “mitinge gelirken yanınızda enaz 4 kişi getirin” gibi gibi örnekler çoğaltılabilir.
E be beyefendiler göreve gelince bu düşünceleri devam ettirmeniz halinde kime, neye, nasıl hükümetlik edeceksiniz?
Şunu gözlemleyerek sözlerimi bağlamak istiyorum. İnanın sahada, deprem bölgelerinde, sokakta, evlerde, cami ve Cem evlerinde, kiliselerde halk sizin gibi düşünmüyor.
Kim ne yaparsa yapsın, vatandaş cebine, mutfağına, çocuklarına vereceği harçlığa vs vs bakıyor. Hele yeni oy kullanacak milyonlar var ki, zincire vursan durduramazsın çünkü onlar bilgi çağı gençleri. Kimse onlar 40'ları, 50'leri, 70'leri, 80 ve 90'ları bilmiyor demesin onlar çok şey biliyor.