Şırnak'ta devam eden orman kesimleri, Meclis Genel Kurulu'nda Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan tarafından dile getirildi. Aslan, bölgedeki orman kesimleri, madencilik faaliyetleri, su kirliliği ve güvenlik gerekçesiyle uygulanan yasaklı bölgelerin "ekokırım" niteliği taşıdığını vurgulayarak, konunun sadece bir çevre sorunu olmadığını, aynı zamanda bir yaşam, sağlık ve barış meselesi olduğunu belirtti.
DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, bölgede yaşanan bu tahribatı “ekokırım” olarak tanımladı.
“Bu Bir Çevre Sorunu Değil, Yaşam ve Barış Meselesidir”
Uysal, Şırnak'taki doğa tahribatının sadece çevre sorunlarıyla açıklanamayacağını ifade ederek, "Bu mesele bir yaşam, bir sağlık, devlet politikasının sonucu ve aynı zamanda bir barış meselesidir. Bu, doğa ve toplum özgürlüğü meselesidir" dedi.
Şırnak’ta Çok Yönlü Doğa Tahribatı
Milletvekili Aslan, bölgedeki madencilik faaliyetlerinin yanı sıra, akarsuların kirletilmesi, orman yangınlarına müdahale edilmemesi ekolojik yıkımı derinleştirdiğini ifade etti. Özellikle Nerduş Deresi gibi birçok su kaynağının kirlilik tehdidi altında olduğunu belirten Aslan, doğaya yönelik çok boyutlu bir saldırı ile karşı karşıya olunduğunun altını çizdi.
Cudi, Gabar ve Besta’da Asırlık Ağaçlar Kesiliyor
Orman kesimlerinin özellikle Cudi, Gabar ve Besta bölgelerinde yoğunlaştığını belirten Uysal, 2017'nin sonlarından itibaren başlatılan kesimlerin hâlâ sürdüğünü söyledi. “Asırlık ağaçlar, genç fideler kesiliyor, yol kenarlarına istiflenip satılıyor. Bu bölgelerde halkın ormanlara erişimi tamamen engellenmiş durumda” dedi.
Uysal’ın açıklamalarına göre, doğa katliamı Beytüşşebap ilçesine bağlı Besta bölgesindeki Kaniferşik mezrasına kadar genişletiliyor. Hazırlanan yeni kesim planlarının, Melese, Hemka, Dule, Gelejer, Kespiyaniş, Setkar, Bate, Bilbes ve Berman köylerini de kapsadığı belirtiliyor.
Devlet Kurumları Birbirini Gösteriyor
Milletvekili Uysal, “Ormanları korumakla yükümlü olan Orman Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında sorumluluk aktarılıyor. Ormanlar Anayasa’nın 169. maddesiyle koruma altına alınmışken, bu kurumlar ya susuyor ya da açıkça anayasal suç işliyor” dedi.
8 Yıldır Süren Sessizlik ve Meşrulaştırma Çabaları
Orman kesimlerinin 8 yıldır sürdüğünü ve hiçbir kurumun bu duruma dur demediğini belirtti.
“Bu Talan Meşrulaştırılamaz!”
Meclis’e sunulan önergelerde “güvenlik konsepti” ya da “ağaç rehabilitasyonu” gibi gerekçelerle meşrulaştırılmaya çalışılan doğa katliamının kabul edilemez olduğunu belirten Uysal, “Güvenlik ve rant politikaları doğayı geri dönülemez şekilde çökertiyor, köyleri boşaltıyor” ifadelerini kullandı.