Şırnak'ın Cizre ilçesinde, yapılış tarihi belli olmayan Yafes Köprüsü 1164 yılında Zengi Devleti’nin Veziri Cemaleddin İsfehani tarafından ikinci kez onarılmıştır. İbn Ömer Köprüsü, Yafes, Bafid ve Cizre Köprüsü yıkıldıktan sonra Zengi Devleti’nin Veziri Cemaleddin İsfehani tarafından onarılmıştır. Günümüze kadar halen ayatkta kalan Yafes Köprüsü, Şırnak’ın Cizre ilçesinde bulunmakla birlikte Dicle nehrin yatağı değiştiğinden bugün Suriye sınırları içinde kalmaktadır. Türkiye ile Suriye’yi birbirinden ayıran Dicle Nehri yatağının değişmesiyle beraber Yafes Köprüsü Suriye topraklarına geçmiş oldu.
Cizre’nin ilçesinin doğusunda yer alan köprü, kaynaklarda İbn Ömer Köprüsü veya yakınındaki Yafes köyünden dolayı Yafes Köprüsü adlarıyla, halk arasında ise Bafid Köprüsü olarak anılmaktadır.
Bugün yalnız büyük kemeriyle bazı ayakları sağlam kalmış bir harabe durumunda bulunan Cizre Köprüsü’nün XII. yüzyılda yapıldığı bilinmekte, Artuklular’a veya daha büyük bir ihtimalle Musul Atabegleri’ne ait olduğu sanılmaktadır. Mükemmel bir taş işçiliği gösteren köprünün yapımında dolgu malzemesi olarak kireç harçlı moloz, kaplama malzemesi olarak da iri bazalt kesme taşlar kullanılmıştır. Ortadaki büyük, yanlardakiler daha küçük olmak üzere beş sivri kemerlidir. Preusser’in verdiği bilgilere göre boyu 141 m., orta gözün yüksekliği 17 m., yan gözlerin yükseklikleri ise sırasıyla 15 ve 10 metredir.
Köprünün en önemli özelliklerinden biri, halen mevcut batı ayağında sekiz adet astrolojik tasvir bulunmasıdır. Tasvirler sekiz yüzlü kaidenin külâha geçiş kısmında, bazalt kaplama taşları arasına üst üste yerleştirilmiş 20 × 100 cm. boyutlarındaki ikişer parça kireç taşından oluşan panolar üzerine yüksek kabartma tekniğiyle işlenmişlerdir. Yedi gezegen ile sekiz burcu gösteren bu tasvirler bağdaş kurmuş insan figürleriyle gezegenleri, figürlerin ellerinde tuttukları alâmetlerle de burçları sembolize etmektedirler. Ayrıca tasvirlerin yanlarında ancak bir kısmı okunabilen yıldız isimleriyle Ashâb-ı Kehf’ten bazılarının adları bulunmaktadır.