Doyuncaya Kadar Yiyin, Patlayıncaya, Çatlayıncaya Kadar Yiyin

Ceyhan ERENER-GÜNDEM

 

Kıymetli Dostlar,

Gün geçmiyor ki kulağımıza yeni bir rüşvet, yeni bir hırsızlık, yeni bir soygun, yeni bir talan, yeni bir yolsuzluk haberi gelmesin!

Tevfik             Fikret esasen şiirinde bu durumu çok güzel anlatmış: Yiyin efendiler yiyin, bu iştah açan sofra sizin, vallahi sizin; doyuncaya kadar yiyin, patlayıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

            Sorsan hepsi Kur'an’ın 6666 ayetini hayatlarına tatbik ediyorlar (gerçek ayet sayısı 6236’dır ondan da haberleri yok ya!). İyi de bizim anlamadığımız bir şey var: namaz sizde, oruç sizde, haç sizde, kurban sizde, peki bunca hırsızlığı, sapıklığı ve cinayeti kim yapıyor? Kutsal kitabı okuduğunuza göre orada yazan ikinci sureyi de biliyor olmanız gerekir. İkinci surede şöyle yazıyor:

“Birbirinizin malını haksız yollarla yemeyin. Başkalarına ait bazı malları, günah olduğunu bile bile haksız yolla yemek için mevki ve makam sahiplerine rüşvet vermeyin!” 

Bir hata yapıp başkasının malını yediğinizi ve pişman olduğunuzu düşünelim. Kiminle helalleşeceksiniz? Bir muhatap bulmanız mümkün mü sanıyorsunuz. Zira o malda herkesin hakkı var. Tüyü bitmemiş yetimin, pazar artığı toplayan düşkünlerin, vazife başında ölen şehitlerin hakkı var o parada. Çalayım da yarın “cami yaparım, okul açarım, burs veririm” gibi bahaneler günahınızı hafifletmez demedi demeyin!

            Kazalar, cinayetler, hastalıklar adeta hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş. Peki biz neyin kavgasını veriyoruz? Neden bu kadar mal mülk biriktirme sevdasına kapıldık? Hiç durmadan paramızı biriktirip sayıyoruz. Ne için, kim için bu çabamız? Hani her nefis ölümü tadacaktı. Ölümlü mü değiliz yoksa nefsimiz mi yok?

İnanın bana ne çalmanız ne çırpmanız umurumuzda; ama bunu din örtüsü adı altında yapmayın, pisliğinize dini alet etmeyin. Bakın hadis ne güzel söylemiş: “İçinde bulunduğunuz bu gece var ya; işte bundan tam yüz yıl sonra şu anda yeryüzünde mevcut olanlardan tek canlı kalmayacaktır.” Yani yüz yıl sonra tamamen üzerinde yaşadığımız bu dünyayı yeni sahiplerine bırakacağız.

Neyse sözü şiirin başka bir kıtasıyla bitireyim. Sağlıcakla kalın dostlar.

 

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.