Sevgili okurlar; son günlerde siyasetteki gelişmeleri, transfer ve istifaları yakından takip etmeye çalışıyorum herkes gibi. Daha önce cezaevinde yatan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve parti üst düzey yetkililerinin nikah şahitliği yaptığı Mehmet Ali Çelebi önce partisinden sonra gittiği partiden istifa etti. Açık kaynaklardan diğer bütün partilerle görüştükten sonra da AK Partiye geçmesi bana göre anormal bir durum değildi. Çünkü, amacı milletvekili olarak devam etmek dışında bir amacı yoktu gibi gibi…
Zaten transferinden ziyade günlerdir kamuoyundaki söylenenler ve rozet takma törenindeki bu gelişmeler, transferi de gölgede bıraktı.
O istifanın ardından Ahmet Eşref Fakıbaba’nın AK Partiden gelen istifa haberi ve dilekçede belirtilen bazı hususlar ilk bakışta yerel düzeyde bir anlaşmazlık olduğunun çok açık sinyalleriydi. Ki kendisi de katıldığı Tv programlarında dile getirdi. İl ve ilçe teşkilatında kendisinden habersiz yapılan atamalar, kendisinin verdiği milletvekili listesinin kabul görmemesi, Şenyaşar ailesi ve Yıldız aileleri arasındaki kavga vs vs… Bu da insanın aklına şunu getiriyor bakanlık yapmış bir kişi hükümet politikalarından memnun fakat, kendisine yapılanlardan rahatsız olduğu için ayrılma kararı alıyor.
İnsan düşünmeden edemiyor, acaba Fakıbaba’nın istekleri yerine getirilmiş olsaydı yine bu kararı alırmıydı? Açıklamalara bakıldığında hayır diyorum. Ha bunu da unutmamak lazım İYİ Parti ilk kez Güneydoğu’dan Fakıbaba sayesinde de milletvekili alacağa benziyor. Ancak, herşeye rağmen Fakıbaba’nın partiden istifa ettiği gibi milletvekilliğinden de istifa etmesini takdirle karşılıyorum.
Haydi rasgele…