Kur'an-ı Kerim'in birçok yerinde Yahudiler anlatılırken onların karakterleri ve vasıflarından bahsedilmiş, yapmış oldukları cürümlerden ve kötülüklerden dolayı tehdit edilmiştir. Bunun sebepleri arasında kendilerine verilen nimetlere şükretmemeleri Allah'a şirk koşmaları, kendilerini yeryüzünde en üstün ırk olarak görmeleri kibir ve hırsile zillet içinde kalmaları sayılabilir.
İncilde de İsrailoğullarının Allah’a isyan etmeleri sebebiyle lanetlenmiş oldukları zikredilmektedir. İnanmış oldukları Tevrat’ta bile eleştirilmiş ve haddi aştıkları için kınanmışlardır. Nitekim Tevrat'ta İsrailoğulları bir yönden "Tanrı'nın seçilmiş kavmi", "mukaddes millet" olarak tanıtılırken diğer yandan kötü davranışları sebebiyle de tenkit edilmektedirler. Çünkü onlar kendi peygamberleri Hz. Mûsa ve Hz. Hârun'a karşı gelmiş, Allah katında kötü olanı yapmış, putlara ve altın buzağıya tapmışlardır. Böylece Allah'a verdikleri sözü tutmamış, ahlaksızlıkta bulunmuş, zina etmiş, bugün olduğu gibi tarihte de ibadethaneleri yıkmış, peygamberlerini öldürmeye çalışmışlardır
Allah'ın kanununu bırakıp insan ürünü kanunlarını benimsemişlerdir. Yahudilerin kutsal kitabı; İsrailoğullarının doğru yoldan sapmaları ve başka ilahlara kulluk etmeleri sebebiyle peygamberleri tarafından kınandıkları ve azapla tehdit edildiklerini gösteren örneklerle doludur.
Kur'an-ı Kerim'de Yahudilerin kötü yanlarının onları sürükledikleri felaketlere değinilmiştir. Kur'an’ın tehditleri yapılan yanlışlıkların ve işlenen cinayetlerin büyüklüğünü göstermesi açısından önem taşımaktadır.
İnsanlık tarihinde mal sevgisiyle şöhret bulmuş ve malı elde etmek için çok fazla çaba sarfedip, hırs gösteren millet Yahudiler olmuştur. Onların bu tavırlarındaki en büyük etken, dünyaya tapar derecede bağlanmalarıdır. Nitekim onların akidelerine göre cennete girecek olan tek kavim kendileridir. Dolayısıyla bu şekilde bir ahiret anlayışına sahip olan bir toplum için, dünyadaki emellerine ulaşmada bütün yollar meşrû olmaktadır.
Kur'an-ı Kerim'de onların dünyaya taptıkları, çok yaşamak istedikleri, mal-mülk elde etmek için her yolu meşru gördüklerinden, dolayı alçaltıcı bir azaba müstehak oldukları zikredilmektedir. Yine Kur'an'da Yahudiler'in dünya malını elde etme konusunda haddi aşmaları sebebiyle onlara önceden helal olan şeylerin, sonradan haram kılındığı ifade edilmektedir. (Nisa, 4/160-161)
"Ne zaman onlar bir antlaşma yaptılarsa, yine kendilerinden bir grup onu bozmadı mı? Zaten onların çoğu iman etmez."(Bakara ,2/100) ilahi emri Yahudilerin sürekli haddi aştıklarını ve Allah’ın kanunlarına karşı geldiklerini ifade etmektedir. Yine Kur'an'da, onların Allah'ın emirlerine karşı geldikleri ve meleklere, peygamberlere düşman olduklarından dolayı inkarcı bir topluluk olduğu ifade edilmekte ve Allah'ın onlara şiddetli azabının olduğu ve onların varacağı yerin cehennem ateşi olduğu zikredilmektedir. Hz. Peygamber döneminde de Yahudiler O'na sorular sormakta ve iman edeceklerin söylemekte idiler. Fakat kendi anlayışlarına ve nefislerine muhalif cevaplar aldıklarında ise Peygamber'i inkar etmekte idiler.
Yahudilerin şiddetli bir düşmanlıkla hareket ettikleri ve kalpleri katı olduğu için nasihatlere ve ibretlere kulaklarının kapalı olduğu da zikredilmektedir.
Yahudilerin Kur’ân’da zikredilen bir diğer özelliği de Allah'ın oğlunun olduğunu söylemeleridir. Aynı şekilde Allah'ı eli sıkı ve fakir gibi vasıflarla tavsif etmişlerdir. Buna karşılık Kur'an onlara yakıcı bir azabın olduğunu, bu ifadelerin onların küfürlerini artıracağını, bu şirklerinden dolayı onların kıyamete kadar aralarında düşmanlık ve kin sokulduğunu ve onların artık ebediyen lanetlenmiş bir millet olduğu (Maide, 5/18, 64) zikredilmektedir.
Yahudilerin Kur'an'da zikredilen bir diğer özelliği de, fitne ve fesat çıkaran bir millet olduklarıdır. (Maide, 5/64) Onların fesatlarının altında yatan şey, bütün beşeriyete duydukları kin ve şahsî menfaatleri doğrultusunda hareket etmeleridir. Öncelikle toplumları ahlaken çökertmekte, birbirine düşürmekte ve menfaatlerine göre hareket etmektedirler. Bu durumda onların hileli yollarla ulaşmak istediği emellerine, Allah'tan onlara hiçbir zafer gelmeyeceği bildirilmiştir. Onlar kendilerinden başka hiçkimseyi düşünmez, kendi ırkından olmayanlara ikinci insan gözüyle bakmaktadırlar.
Bugün Gazze’ye bombalar yağdıran İsrail, bütün kutsal kitaplarca lanetlenmiş bir ırk ve kendilerinden olmayan insanlara ikinci sınıf gözüyle bakan bir millet olarak tanıtılmıştır. İsrail’İn yanında durmaya çalışan Hristiyanlara şunu söylemek gerekir: “İsrail sizleri de sevmiyor. Bugün Gazze’ye attıkları bombalar yarın size atılacak ve sizin çocuklarınız bu bombardımana maruz kalacaktır. İnandığınız İncil bile bu kavme inanmayın derken, savaşın başladığı ilk günlerde kiliseleri de bombalayan bu lanetlenmiş ırkın yanında durmayın. Mazlumun yanında durun. Yarın hesap verirken bu masum çocukların hesabı hepinize sorulacak ve Allah’ın yakıcı azabına uğrayacaksınız” İnanıyorum ki hepimizin içinden şu dua geçmektedir: “Rabbim! Masum çocukların ölmesine sebep olan her bir İsrail ferdini ve onlara yandaş olanları yakıcı azabınla azaplandır.” Amin.