Adamın birisi İmam-ı Azam'a gelmiş ve demiş ki: “Benim oğlan çok bal yiyor. Başka da bir şey yemiyor. Buna da paramızın yetmesi mümkün değil. Siz sevilen sayılan birisiniz. Ona söyleyin de bal yemesin.” … İmam-ı Azam biraz düşünür ve: "Şimdi gidin. 40 gün sonra gelin" der onlara. ……
Aradan 40 gün geçer.
Adam gelince İmam-ı Azam çocuğa dönüp sadece: “Oğlum, bal yeme!” der. ….
Çocuğun babası bu duruma sinirlenir ve şöyle der kızarak: “Sadece 3 kelimelik bir cümle demek için mi bizi 40 gün beklettin? Bunu o zaman da söyleyebilirdin!” ….
İmam-ı Azam sakinliğini bozmaz. İbret alınması gereken cevabı verir:
“Ben de bal yemeyi çok severim. O günden beri 40 gün boyunca hiç bal yemedim. Demek ki bal yememe işi yapılabiliyormuş. Ben bunu kendi nefsimde başardım. Demek ki çocuk da başarabilir diye düşünerek, ona bir cümlelik bu nasihatı verme hakkını kendimde gördüm.”
Evet sevgili okurlarım aynen böyle. Eskiden insanlarımız bu şekilde davranırlardı. Bir cümlelik nasihat için 40 gün bekleyebiliyorlar. Olayı her açıdan düşünüp, empati kurup ve emin olduktan sonra fikirlerini beyan ederlerdi. Ancak birde dönüp kendimize bakalım acaba öyle mi davranıyoruz. Nasihat ederken ya da akıl verirken bırakın kırk gün düşünmeyi kırk dakika düşünme gereği duyuyor muyuz?
Bu hikâyeyi ve bu söylediklerimi neden vurguladığımı şimdi açıklayacağım:
Son açıklanan işsizlik rakamlarına şüphesiz hepimiz vakıfız ancak bizi daha çok ilgilendiren bir gerçekte var nitekim yüzde13 dolaylarında olan işsizlik rakamları Şırnak’a gelinde yüzde 33,5 rakamlarını görebiliyor. Zaten istihdam oranlarında yüzde 26,0 rakamları ile en düşük oranlardayız. Üzücü ama durumlar ortada halkımız çok varlıklı ve refah içinde yaşayan bir halk değil.
Şimdi bu çerçeveden ele aldığımızda sosyal medyada karşılaştığım örneklerden bahsetmek istiyorum. Son dönemlerde sıklıkla duyuyorum:
Yerel esnaftan alışveriş yapın, yerel esnaf kazansın.
Mahalle bakkalını öldürmeyin.
Her yere market açılmasın.
Sadece kendi esnafımızdan alışveriş yapalım.
Gibi söylemler sürekli tekrar ediliyor ancak kimse bu milletin hali nedir diye sormuyor? Bu millet geçinebiliyor mu? Neden marketler zincirine bu kadar rağbet ediliyor? Marketler arasındaki fiyat farkları nedir? Akıl veriyoruz ancak biz nasıl yapıyoruz gibi soruları kimse sormuyor. Ancak lafa gelince mangalda kül bırakmıyoruz.
Tamam hiçbirinizden İmam-ı Azam olmanızı beklemiyoruz da bir de karşı tarafın penceresinden bakalım.
Yazımın asıl önemli noktasına gelmek gerekirse:
Konuya ne market zincirleri ne yerel marketler ne de mahalle bakkalları açısından baktım. Tamamen Şırnaklı bir vatandaş olarak yaklaştım ve halkın gözüyle bir araştırma yaptım. Öncelikle; yağ, pirinç, bulgur, makarna, toz şeker, un, süt ve yumurtadan oluşan bir liste hazırladım. İlk olarak bu listenin fiyatlarını mahalle bakkallarından aldım, daha sonra iki tane marketler zincirini gezip fiyatlarını aldım, son olarak yerel esnaf olan bir süper markete gidip fiyat listemi tamamladım.
Fiyatları toplayıp kıyasladığımda ise karşıma çok şaşırdığım bazı sonuçlar çıktı.
İlk olarak marketler zinciri olan iki marketin fiyatları neredeyse anlaşmalı gibi birbirlerine çok yakın ancak yumurta gibi ürünlerde yerel esnaf ve mahalle bakkalları daha ucuza satış yapabiliyor. Yani aslında market zincirlerinin her durumda uygun olduğu tezinin çürüdüğünü de görmek mümkün oluyor.
Şimdi yapmış olduğum bu sepet ürünlerini açıklıyorum:
1.Market zincirinin fiyat toplamı: 60,2
2.Market zincirinin fiyat toplamı: 61,25
Yerel süper marketin fiyat toplamı: 64,70
Mahalle bakkalının fiyat toplamı: 66,50
Kıymetli okurlarım gördüğünüz gibi aradaki fark öyle büyük bir fark değil. Şu saatten sonra gönül rahatlığıyla size diyebilirim ki, mahalle bakkalından ve yerel süper marketlerinden alışverişinizi yapabilirsiniz.
Nitekim bizim kadim kültürümüz köklü tarihimizin içerisinde mahalle bakkallarımızda var o güzel kültürümüzü yaşatmak adına, halkımıza ve topraklarımıza kazandırmak adına alışverişlerimizi mahalle bakkallarımızdan veya yerel esnaflarımızdan yapabiliriz. Görüldüğü üzere aradaki fark oldukça cüzi. Gün gelir gidip alışveriş yaparsınız parayı ay başında ödersiniz, gün gelir bakkala gider veresiye defterinden ihtiyaç sahiplerinin borçlarını silersiniz, gün gelir mahalle bakkalına gider mahallenin dertlerini dinlersiniz.
Ancak gün gelir açlıktan ölürseniz, marketler zinciri size karşılıksız bir lokma ekmek vermez.