Ne Zamana Kadar Milletin Gazını Alacaksınız

Ceyhan ERENER-GÜNDEM

İkinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’da denge politikaları son derece önemliydi. Tıpkı düdüklü tencerenin patlamasının önüne geçmek için tencereye açılan delik gibi Avrupa’da bir gerginlik, bir çatışma yaşanacağı zaman saldırgan devlet sömürge bölgeleri üzerine yönlendirilirdi. Yani bir devlet öteki devlete karşı saldırgan politika güdeceği zaman hemen karşı devlet dünya haritasını çıkarır Afrika üzerinde henüz sömürülmemiş bir yer bulur ve orayı işgal etmesini desteklerdi.

Dünya üzerinde sömürgeleştirilecek yer kalmayana kadar bu durum böyle devam etti ancak ne zaman ki bu devletlerin gazını alacak bir alan kalmadı. İşte o zaman düdüklü tencere patladı. Yani İkinci Dünya Savaşı patlak verdi.

Kıymetli dostlar esasen “İsrail Terör Örgütü” nün toplumda yarattığı öfkeye bu çerçeveden bakılması gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar çaresiz, acılı ve patlamaya hazır bir bomba gibi.

Peki bu insanlara ne yapmalı?

Yap bir miting, düzenle bir konferans, biraz slogan, hamasi söylemler, beylik laflar, üzerine biraz da para topladın mı? Bu insanların vicdanlarını rahatlatırsın. O gece yataklarında insani görevlerini yapmanın verdiği huzurla mis gibi uyurlar. Düdüklü tenceredeki delik misali gazlarını alırsın!

Kimse kusura bakmasın dünya üzerinde görülmemiş bir vahşet yaşanıyor. Hitlerin yaptıklarını savaş bittikten sonra dünya duydu. Kimsenin gözünün önünde yapmadı ki. Ama bu vahşet herkesin gözü önünde yaşanıyor. Artık bu iş gaz almakla kurtulacak gibi değil.

Dünyanın neresinde görülmüş; insanların, hele ki çocukların; açlıkla, susuzlukla, havasızlıkla terbiye edildiği. Hamile kadınlar, yeni doğmuş bebekler özellikle hedefte.

Ama tüm suç bizim. Biz İnsan Hakları Beyannamesi, Magna Carta, Fransız Beyannamesi gibi batı palavralarını okumadan önce “Veda Haccı Hutbesini” okumayı aklımıza bile getirmedik. Neden?

Çünkü bize okumamız için onlar dayatıldı. Halbuki batı zihniyetinin insan hakları evrensel bildirgesinde kastettiği tüm insanlar bile değil “BEYAZ BATILILARDI!” (Dünden bugüne her şey aynı).

Peki Veda Haccı Hutbesinde vurgu neydi: Ey insanlar! diye başlayan hutbe; Arap’ın Arap olmayandan, beyazın siyahtan hiçbir üstünlüğünün olmadığını anlatıyordu. Kadınların erkekler üzerindeki haklarından bahsediyordu. Çağının çok çok ötesinde maddeler barındırıyordu (Okumayanlar lütfen artık okusun bir zahmet).

Devlet süratle bu gözü dönmüş caniler için uluslararası arenada caydırıcı çalışmalara başlamalı. Boykotlar devlet düzeyinde ve kalıcı hale getirilmeli. Amerika ve İsrail ayrımı yapılmamalı. Amerika’nın ülkemizde bulunan üsleri derhal boşaltılmalı ve en önemlisi uyuyan milyarlarca Müslüman uyandırılmalı.

İnanın bana kararlı olan bir devlet için bunlar zor değil, hastanelere bomba yağdırmak, ambulans konvoylarını vurmak, çocuk parklarını bombalamak… bunlardan binde birini başka bir devlet yapsa şimdiye dünya ayağa kalkmıştı. O devlet haritadan silinmişti. Ama gelin görün ki Amerika’nın ne zaman isterse havlattığı köpeği olan İsrail (Tevfik Hocamın Yahudi bir bilim adamından alıntıladığı tabir) istediği gibi Müslümanlara meydan okurcasına hem Filistin Devletine hem de etrafındaki devletlere istediği gibi saldırabiliyor.

Son olarak uyuyan Müslümanlara sormak istiyorum: Bugün değilse

ne zaman?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.