Sevgi Pınarları Kurursa İnsanlık Susuz Kalır.

Sevgi Pınarları Kurursa İnsanlık Susuz Kalır.

Bir film repliğinde karşılaşmıştım; “sevgide özgürlük, saygıda mecburiyet vardır.” diyordu adam karşısındakine. Bu duyumda sözcükler çok düz sıralanmış görünse de, taşıdığı anlam derinliği elbette çok daha fazlasını barındırıyordu. Bu sözcüklerin toplumda yeri var mıydı gerçekten diye sorgulamaya başladım. Biz ne kadar saygıyı ve ne kadar sevgiyi, özgürken ya da zorundayken tutabiliyoruz ahlak kefemizde. Bunun cevabı için de sanırım toplumsal olarak en çok neye ihtiyacımız olduğunu sorgulamak lazım... Adalet mi, güvenlik mi, ekonomik refah mı, günlük hayatımızdaki konfor mu? Hepsi elbette çok hayati olsa da hayatın her alanına sirayet eden bir değer var; SEVGİ. Sevginin olmadığı bir ortamda adalet de, güvenlik de, refah da, üzgünüm ama gölgede kalıyor.

Her insanın içinde, sevdiğim bir arkadaşımın da tabiriyle, “sevgi pınarları” vardır. Bu pınarlar birbirimize karşı anlayışla, tebessümle, hoşgörü ile beslenebilir. Fakat hepimiz farkındayız? Son yıllarda bu pınarlarda hayatımızdaki diğer tüm kalemler gibi kıtlık yaşıyoruz. Sevgi pınarlarımız yavaş yavaş kurumuyor mu sizce de? Tahammül azaldı, sabır tükendi, anlayış yerini öfkeye bıraktı. Oysa toplum dediğimiz şey, farklılıkların bir arada yaşayabildiği büyük bir han değil miydi? Herkesi barındıran bu hanın duvarlarını öfke değil, sevgi tutar. Sevgi, sadece duygusal bir paylaşım değildir; aynı zamanda bir sorumluluktur. Birbirimize karşı daha anlayışlı, daha sabırlı, daha adil olmanın da adıdır sevgi. Çünkü sevgi sadece kalpte değil, davranışta da kendini gösterir.

İşe geç kalan annenin çocuğunu emanet edebildiği komşunun varlığı, sokakta düştüğü için ağlayan çocuğa koşan yaşlı bir teyzenin merhameti, hastası olup geliri düşük bir eve destek için birkaç parça erzak götüren esnafın naif düşüncesi, otobüste yer veren bir gencin inceliği, komşusuna bir tabak yemek götüren annenin içtenliği… İşte bu küçük davranışlar, sevgi pınarlarının hâlâ kurmadığını gösterir bize.. Hepsi o pınardan içiyor.. Yeter ki bizler toplumun küçük parçası olan bireyler, o pınarların üzerini bencillikle, öfkeyle, çıkarcılıkla, art niyetle örtmeyelim.

Unutmayalım: Bir toplumun gerçek gücü, saygı ve sevgiye ne kadar alan tanıdığıyla ölçülür. Tahammül, sevginin kardeşidir; biri olmadan diğeri eksik kalır. Eğer birbirimizi biraz daha anlayabilir, biraz daha dinleyebilirsek; sevgi pınarlarından yeniden hayat fışkıracaktır ve biz birbirimizi yeniden sevmeyi öğrenirsek, o zaman hem kalplerimiz hem de şehirlerimiz yeniden yeşerir.

Sevgi pınarlarını kurutmayalım; çünkü onlar kurursa, insanlık da susuz kalır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Şırnak Haberleri