Sevgili okurlar; Ne diyeceğimi bilemediğimden direk kitabın ortasından başlamak en doğrusu...
Yine mi töre, kıskançlık, adı batasıca “sevgi?” vs vs… bu vahşete, bu vahşetlere kılıf aramasın kimseler. Çünkü yitip giden bir hayat.
Töreniz, sevginiz adı sizce her neyse batsın katlettiğiniz de başkasının evladı, birilerinin kızı, kardeşi, halası, teyzesi… Önüme düşen ve maalesef artık son zamanların kangreni olan kadın cinayetleri haberlerini gördükçe sözün bittiği yerdeyim. Türkiye’nin birçok ilinde, ilçesinde, beldesinde veya köyünde artık olağanlaştırılan bir hal almaya başladı adına töre, kıskançlık, adı batası “sevgi?” vs vs dedikleri kadın cinayetlerinin biri de Diyarbakır’da yaşandı.
Fotoğraflarına baktığım zaman hayat dolu fakat, hayatının baharında hayatına bir cani tarafından son verilen Meryem Sevim’i görüyorum. Oysa kadına karşı şiddet ve cinayet artık heryerde.
Sebepler yine benzer, yine aynı evlenmeyi kabul etmediği yada sevgisini reddettiği arkadaşı tarafından solan bir çiçek, sona eren bir yaşam.
Şuan firar olan ve belki bir süre sonra yakalanacak olan katilin tutuklanacak olması oturduğu kafede 9 kurşuna hedef olan Meryem’i geri getirecek mi? Hayallerini umutlarını yeşertecek mi maalesef hayır.
Bu şekilde katledilen ilk genç kadın mı? Hayır. Son olmasını dilerdim ama son da olmayacak. Hangi egonun, hangi iftiranın yada hangi alçakça dedikodunun kurbanı oldu Meryem belki hiç bilinmeyecek…
Artık birilerinin buna son demesi, bu tür vahşi cinayetlere dur demesinin vakti geldi ve çoktan geçiyor.
Gün geçmiyor ki bir yerden kadına şiddet veya kadın cinayeti haberi gelmesin. Tam da yazıyı yazarken Hatay’da sokak ortasında Meryem ile yaşıt bir kadın sokak ortasında şiddetten nasibini almış.
Sevmeyin, yeterki öldürmeyin. Bu öldürdüğünüz yada şiddet uyguladığınız kaç bininci kadın?…
Sözün bittiği yerdeyiz.