Çevreden bir grup insan, Hoca'yı çevirmişler.
“Hocam size bir sorumuz var” demişler ve anlatmışlar:
“Hocam dünyanın ortası neresidir?”
Hoca, beş on adım ilerlemiş, bastonunu yere saplamış.
“Dünyanın ortası burasıdır” demiş.
Şaşkın şaşkın bakan insanlar, “Nasıl olur hocam?” derler.
Hoca'da: “İnanmazsanız ölçün” der.
Kıymetli okurlarım geçen hafta gençlik haftasıydı ve bu hafta münasebetiyle Şırnak’ta yaşananları kısaca anlatmak istiyorum.
Gençlik haftası dolayısıyla Şırnak ilinin kurumları tarafından çeşitli aktiviteler düzenlendi. Bu aktivitelerin içerisinde en çok önem verdiklerimin başında: Şırnak Valisi’nin, Belediye Başkanı’nın ve Şırnak Üniversitesi Rektörü’nün, Şırnaklı Gençler ile buluşmasıdır.
Şırnak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne ait hobi bahçesinde, yetkililer gençler ile bir araya geldiler. Bu esnada çok sıcak ilişkiler yaşandı. Vali Bey ile atılan kahkahalar, Belediye Başkanı’nın güzel sesiyle söylediği şarkı ve Rektör Bey’in şiir okuması.
Türkiye’nin birçok yerini gördüm ancak bu kadar samimi, içten, sıcak bir ortam görmedim. Bu yazımda Rektör Hocamızın konuşmasına değinmek istiyorum. Çünkü o konuşma bizi anlatıyordu. Bu toprakları, aynı kaderi paylaşan insanları, aynı mutlulukları ve aynı kederleri anlatıyordu.
Rektör Hocamız lise yıllarında yaşadığı zorlukları ve yoklukları bizim dilimiz bizim coğrafyamız ile anlattı. Coğrafyanın kader olmadığını bize kanıtlamak için örnekler verdi. Güzel arkadaşlıkların güzel sonuçlara sebep olacağını vurguladı. Gençlere hissettirdiği samimiyet ile kendisinin de onlardan biri olduğunu gösterdi. Ancak beni en çok etkileyen bölüm; kız öğrencilere gösterdiği ilgiydi. Hocamız bu anlamda maneviyata çok önem verdiğini ifade etti. Özellikle bölgemizde kadına miras konusunda son derece haksızlıkların yapıldığını dile getirdi ve bu noktada yapılan hatadan dönülmesi gerektiğini anlattı. Milletimizin ne kadar Optimist bir millet olduğunu vurguladı. Nitekim bu kadar felakete rağmen bir toplum hala bu kadar umut doluysa o toplumun ancak optimist olabileceğine değindi.
Kıymetli dostlarım şimdi Rektör Hocamızın gelişiyle beraber Şırnak Üniversitesi’nin kat ettiği aşamaları kısaca anlatmak istiyorum:
İlk olarak Şırnak ili bilindiği üzere; eğitim, iş ve coğrafya olarak birçok dezavantaja sahip, bunun kırılması gayesiyle üniversite tüm gayretiyle çalışmaktadır. Bu amaç doğrultusunda ilk olarak eğitim üzerine yetişmiş, kalifiye, yerli ve yabancı akademik bir kadro ile çalışmakta.
Üniversitenin akademik kadrosuna ek olarak kampüsünün fiziki koşulları bakımından Türkiye’nin en gelişmiş kampüsü olma özelliğine sahip olması ve buna ek olarak 2020 yılı engelsiz üniversite ödüllerinden turuncu bayrak ödülünü almış olması son derece önemlidir.
Üniversite içerisinde yapılan tekstil atölyesi, seracılık faaliyetleri ve birçok çalışma alanı, Şırnak Kenti’nin işsizlik sorununun çözümüne maksimum katkı sağlamaktadır.
En önemlisi de Üniversite, Şırnak Kültürü’nün canlı tutulması açısından birçok faaliyet gerçekleştirmektedir. Bu faaliyetlerin başında Dengbejlik Kültür Faaliyetleri bulunmaktadır. Bu faaliyetler sayesinde Şırnak’ta var olan bir kültür, yok olma tehlikesi karşısında yeniden yaşatılmaktadır. Buna ek olarak Şırnak’ın geleneksel kıyafetlerinin sergilendiği müzeler ve tekstil atölyeleri ön plana çıkmaktadır. Tabi bunların yanında halk oyunlarına verilen desteklerde göz ardı edilemez.
Ayrıca 20-23 Mayıs tarihlerinde Şırnak Üniversitesi kampüsünde düzenlenen Cudi Cup Ulusal Tenis Turnuvası kentin gelişmişliği açısından son derece önemlidir. Nitekim sözü edilen yer Cudi Dağı’nın etekleridir. Kısa süre önce güvenlik nedeniyle bu bölgelerden geçmek bile büyük tehlike arz ederken, nasıl bir ilerlemedir ki, artık buralarda ulusal turnuvalar düzenlenebilmektedir. Hatta sözü edilen yetkililerin gençlerle buluşmaları ve düzenlenen etkinlikler pandemi sürecinde yapılmıştır ve son derece titizlikle yürütülmüştür. Türkiye’de 81 il bulunmaktadır. Bu iller içerisinde en az vakaya sahip olan il Şırnak ilidir. Hiçbir ilin yapamayacağı faaliyetleri yapan il yine Şırnak ilidir. Her aşamasında bizzat bulunan bir birey olarak söylemek istiyorum ki sıfır hata ile bu süreç yönetilmiştir.
Son olarak 25 Mayıs’ta düzenlenen Nuh Tufanı ve Cudi Dağı Sempozyumu ile yine Şırnak Kültürü’ne büyük katkıda bulunulmuştur. Nitekim bizim kültürümüz, misafir perverliğimiz ve paylaşma geleneğimiz o günlerden süre gelmektedir.
Hani bazen Nuh’un Gemisinin Şırnak’ta olduğundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz diye sorunlar oluyor ya!
Neden mi bu kadar eminiz çünkü bunu biz yaşayış tarzımız haline getirdik, daha fazla emin olmak için bir sebebe ihtiyacımız mı var?
İnsanlık tarihi, kültür ve medeniyet tam olarak burada doğmuş ve dünyaya yayılmıştır.
Bu sebeple söylüyorum ki:
Şırnak Dünyanın merkezidir,
İnanmazsanız ölçün!