Bu içeriğimizde Şırnak ve ilçe isimlerinin nereden geldiğine bir göz atalım.içerikte Türkiye ve çevre ülkeler yerleşim birimleri envanterinden yararlanılmıştır. Diğer kaynaklar içeriğin içerisinde geçmektedir.
17
Beytüşşebap ilçesi Kürtçe adı ile Elkê
*Fransız coğrafyacı Vital Cuinet’in 1890 yılına ait La Turquie d'Asie (Asya Türkiye) kitabında “Elki” olarak geçmektedir. Elkî İslam tarihi kayıtlarında geçmektedir. “Musul hükümdarına ait Zevezân mıntıkasındaki sağlam kalelerden biri” şeklinde tanımlar geçmektedir.
*1928 yılına ait Türkiye Cumhuriyeti Dahiliye Vekaleti adlı kitabın kayıtlarında Süryanice isim olan “bêth şabath” "Şabat yurdu" olarak geçmektedir. “Şabat” Yahudilikte ibadet ve dinlenme günü olarak geçer.
*İlçeye adını veren asıl Beytüşşebap şimdiki Hisarkapı (kürtçe Setkar) köyüdür. Süryanice/Aramice olan “Beth Şabath” adı bölgede geçmişte egemen olan ve 20’inci yüzyıla dek izleri bulunan Yahudi/Musevi kültürünü anımsatır.
“Beyt” kelime anlamı “ev” anlamına gelmektedir, “Şebap” Arapça olan kelime anlamı “Gençlik, tazelik” anlamına gelmekte olup, “gençlik evi” anlamında gelmektedir.
27
Cizre ilçesi, Kürtçe adı ile Cizîra veya Cizîra Botan, Türkçe “Botan Adası”
*1876 yılına ait Ahmed Vefik Paşa’nın Lehce-i Osmani, “Bohtan” ismi geçmektedir.
*1200’li yıllara ait dönemin tarihçi, felsefeci şair olan Ebü'l-Ferec İbnü'l-İbri’nin Tarihu Muhtasari'd-Düvel eserlerinde “Gzartâ d'Beth Zabdaï” Süryanice “gzartâ” “Zabdai-yurdu adası" olarak geçmektedir.
*Fars coğrafyacı İbn Hurdazbih’in 870 yılına ait Arapça olan Kitâbu'l-Masâlik ve'l-Mamâlik (Yollar ve Ülkeler) adlı eserinde Süryanice olan “ beth zabdai” "Zabdai yurdu" ismi geçmektedir. Süryanilerce konulan bu isim günümüzde Cizre sınırları içerisindeki Katran köyü olduğu bilinmektedir. “Beth Zabdai” bir manastır ismi olarak da geçmektedir.
*Bağdatlı Coğrafyacı Mesudî tarafından 1841 yılında yazılan Muruc Ez-Zeheb (Altın Bozkırlar) adlı eserinde Arapça “Cezîre-İ İbn Ömer” Türkçe çevirisi ile "Ömeroğlu adası" isimleri geçmektedir. Cizre'nin ilk İslam fetihleri öncesinde Sasani ve Bizans mücadelesinin önemli duraklarından birini oluşturduğu bilinmektedir. Cezîre adıyla anılan şehir sonraları Cezîre-i İbn Ömer ismini almıştır. Şehri imar eden ve sınırlarını çizen Hasan B. Ömer b. Hattâb et-Tağlibî tarafından kurulduğu ve ismini buradan aldığı kayıtlarda geçmektedir.
*Milattan sonra 322-400 yıllarda yaşayan tarihçi Ammianus Marcellinus’un eserlerinde ve Roma İmparatoru Augustus'un yazdığı Res Gestae Divi Augusti eserlerinde 378 yılına ait Yunanca kaynakta “Bezabde” ismi geçmektedir. Tarih kayıtlarında “Bezabde” doğu Roma sınırında bir kale şehri olarak geçmektedir.
* “Cezire” Arapça'da "ada" anlamına gelir, Dicle nehri burada kıvrılıp bir su adası gibi bir alan oluşturduğundan adaya benzetilmiştir. Cumhuriyet döneminde küçük bir düzeltmeyle Cizre olarak değiştirilmiştir.
37
Güçlükonak ilçesi, Kürtçe adı ile Bâsa
*Erkân-ı Harbiye-i Umumiye (Genel Kurmay Başkanlığı) 1915 yılındaki haritada “Ferhad'ın Basa'sı” Kürtçe “Basano Ferho” olarak geçmektedir. Bölgede halk arasında "Basa" adı da kullanılmaktadır. Geçmişte Ezidi köyü olarak geçtiği bilinmektedir. İlçenin isim tarihi konusunda fazla kaynak bulunmamaktadır.
Bu konuda bilgi paylaşan olursa memnuniyet duyar, güncelleme yaparız.
47
İdil ilçesi, Kürtçe adı ile Hezex
*Tarihi kayıtlarda bilinen bir çok isim geçmektedir. Zarih, Azech, Azex, Hazak, Hezek
*M.Ö.500 ‘lü yıllarda yaşamış olan Suriye'de bulunan Tedmur olarak bilinen Palmira Kentinin Kraliçesi Zenobyanın eşi Zabdai bu bölgede hakimiyetini sürdürmüştür. Bu günkü İdil Beth Zabdai ( Zabdai’n Evi, Bereketin Evi, Mağdurun Evi) adı ile bölgenin başkenti olarak biliniyordu.
*Bir başka kaynağa göre milattan Önce 2000’li yıllarda buraya yerleşmiş olan Zapdey adındaki bir bey yöreye kendi adını vermiştir. Böylece bir süre beldenin ismi “Beyt Zapdey” yanı “Zapdey’in evi” olarak kalmıştır.
*İlçenin ilk adlarından biri olan “Zarih” Arapça bir kelimedir ve “Ekici” anlamına gelmektedir. MÖ.2000 yıllarında ilk yerleşimin başladığı sanıtahmin edilmektedir. Kesin olmayan bazı kaynaklara göre göre Hatay Antakya’dan, Nusaybin’e ve Midyat’ı kuran Nikkaur isimli bir kral İdil’i de kurmuş ve Arapça Ekici anlamındaki “Zarih” sözcüğü bu kurulan kente verildiği belirtilmiştir.
Beth Zabdai ismi Azech olarak halk tarafından zamanla değiştiriliyor. Azech İsmi halkın bir çok savaş ve baskın yaşamasından dolayı Azech kelime anlamı ‘”Direnen” olarak biliniyor ve bu nedenle de bu ismi alıyor.
*Milattan sonra 300-400 yıllarında Farslar bu yöreyi işgal etmesi ile Farsların hakimiyetine geçen bölge Farsça bir isim olan “Hazak” ismini vermişlerdir. Farsça olan bu isim mert ve cesur anlamına gelmektedir.
*İngiltere’nin Diyarbakır konsolosu John George Taylor’ın 1865 yılına bölgedeki gezi ve araştırmalarındaki kayıtlarında “Azex” olarak geçer.
*1928 yılına ait Türkiye Cumhuriyeti Dahiliye Vekaleti adlı kitapta Süryanice “Hezek” olarak geçmektedir.
*1935 yılında Başbakanlık İstatistik Genel Direktörlüğü Genel Nüfus Sayımı sonuçlarındaki kayıtlarda “Hazak” olarak geçmektedir.
*1937 yılında çıkarılan bir kararname ile Volga ırmağının Türkçe/Tatarca adı olan “İdil” adını almıştır. İlçe halkı arasında “Hezex” adını kullanmaktadır.
57
Silopi ilçesi, Slopya, Kürtçe adı ile “Girkê Emo” veya “Girga Amo”
1928 yılına ait Türkiye Cumhuriyeti Dahiliye Vekaleti adlı kitapta “Girkê Emo” yani “Ömer tepesi” olarak geçmektedir.
Büveyhîler 940-1040 yılları arasında bölgeyi ele geçirir daha sonra Cizre Emirlikleri'nin eline geçmesi ile üç kola ayrılır. İlçedeki hakimiyeti ele geçiren Hacı Bedran Bey'in ölümünden sonra Silopi Ovası’nın idare ve yönetimi, oğlu Süleyman’a verildiği belirtilmektedir. O zamanlar Silopi Ovası’nın adı 'Silonun Ovası' olarak geçerdi. Böylece 'Silopi' adını buradan aldığı belirtilmektedir. Bu görüş Şerefhan el-Bidlisî (ö. 1012/1603)’nin“Şerefnâme eserinde geçmektedir.
Silopi, Silopya isminin, “kırılmaz, bükülmez” anlamındaki Arapça Salabya (Sulb) gelir. Kaynağı olmayan bir başka görüşe göre Silopya, Dicle Irmağı ile Batman Çayı arasındaki “Sub” topraklarından gelir. el-Cezire ve Yukarı Mezopotamya olarak bilinen topraklar bu isimle anılıyordu. Sub bölgesinin merkezi ise Meyafarikin (bugünkü Silvan/Diyarbakır) Burada yaşayan halk, zamanla Dicle Nehri üzerinden Cizre’nin doğusuna bugünkü Silopi ilçesinin güney kesimine yerleşmiş ve bu yöreye Silopya/Silopia adını vermişlerdir.
67
Uludere ilçesi, Kürtçe adı ile “Kılaban”
1928 yılına ait Türkiye Cumhuriyeti Dahiliye Vekaleti Köylerimizin Adı kaynağında “Kılaban” ismi geçmektedir. Osmanlı zamanlarında “Kılaban”, “Kelaban” “Qilaban” olarak geçtiği de bilinmektedir.
“Qilaban” ismini anlamı “Kale muhafızı” veya “Kale bekçisi” olarak geçmektedir. İlçenin dağlık ve sarp bir coğrafyaya sahip olduğundan bu ismin zaman içinde benimsendiğini düşünülmektedir.
*Bir başka kaynağa göre "Kılaban" çeşitli anlamlara geldiği rivayet edilmektedir. “Yıkılan” “Devrilen” ya da Kepen (Elbise) adından geldiği bazı kaynaklarda geçmektedir.
Uludere adı ise ilçeden geçen dereden dolayı almıştır.
Bölge olarak “Goyan” ismi de geçmektedir. “Goyiler” veya “Goyi” isimleri bu ilçeden veya yaşayan halk anlamını taşır. İlçe halkı kendi aralarında kullanmasının yanı sıra halk arasında Uludere kelimesi geçip konuşulduğunda bile “Goyi” akla gelmektedir. Milattan önce 3 binli yıllarda yaşayan ve göçebe bir halk olan Gutiler, günümüz İran, Mezopotamya’nın doğusu Zagros dağlarından bölgemize doğru göç ettiği ve yerleştiği ve Goyan aşiretinin bu göçebe halkın soyundan geldiğine dair sözlü kaynaklar bulunmaktadır. “Goyi” kelime anlamı ise farklı kesin olmayan kaynaklar mevcuttur. “Guti, Gata, Gomata ve Goyi” kelimelerinin Kürtçede “dedi” anlamına gelen “Go” veya “Got” anlamına gelmektedir.
Bir edilen başka rivayete göre Goyi ismi yöredeki insanların bir felaket yaşaması nedeniyle yeniden toparlanıp karşılaşması ile “şeva reş, şüva reş, miya qer, berx li ber” gibi cümleleri kullanarak ortak bir çağrı, şifre mesajlaşma kullandıkları “öküz yoruldu” anlamna gelen “Gawes tiya” sözcüğünden türemiştir.
Bir başka rivayete göre Zerdüştlüğün ilk kutsal kitabı olan Zend Avesta’nın bir bölümünde “Gatha” dan türediği düşünülmektedir. “Ga” sözcüğü, Kürtçe de “öküz” anlamına gelmektedir. Milattan önce binli yıllarda yazılan bu kutsal kitap Gatalar tarafından öküz derisine yazılmıştır.
Bir başka yazılı olmayan kaynağa göre de Goyan “aile” ve “soy” anlamına geldiği belirtilmektedir.
Siz Goyan, Goyi kelime kökenleri hakkında neler biliyorsunuz? Bizimle paylaşın.
77
Şırnak, Kürtçe adı ile “Şırnex”
*1916 yılına ait İngiliz askeri haritasında Türkçe adı “Shernakh” olarak geçmektedir. Kürtçe ve Süryanice ”Şahr-nâx “ Türkçe çevirisi “Nuh kenti” ismi geçmektedir.
* Prof. Dr. Adnan Pekman tarafından 1987 yılında çevirisi yapılan Amasyalı Yunan tarihçi, filozof Strabon'un "Geographika" (Coğrafya) adlı çalışmasında Milattan sonra 17 yılına ait Yunanca kaynakta “Sareisa”, “Shareisha” veya “ Shereshe” geçmektedir. Amasyalı Strabon coğrafyacıların atası olarak bilinmektedir. Bu kaynak Asur kralı I. Tiglath-Pileser’in Milattan Önce 1100 yılındaki yazıtlarına dayandırılmaktadır. Bu yazıtlarda ayrıca “Şarişa” ve “Şereşa” isimleri de geçmektedir. Sareisa, Güneydoğu Anadolu'da, Dicle yakınlarında antik bir şehir olarak geçtiği belirtilmektedir.
*Yunanca olduğu anlaşılan Sareisa, Sharisha, Shereshe kelime kökenlerini araştırdık kesin bir kaynak ve ifadeye ulaşamadık. Sarissa kelime anlamının Yunanca sözlükten “Miğfer” olduğuna çeviriler çıksa da kesin bir ifade kullanmak doğru olmayacaktır.
*1991 yılına ait Britannica Encyclopedia ansiklopedi serisinde İngilizce isim “Gordyene” ve “Karduya” olarak geçmektedir.
* 1914 yılında çizilmiş, Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi‟nde yer alan ve Botan Cezire‟sini gösteren bir haritada Şırnak ismi “Şernah” şeklinde yazılmıştır. Aynı haritada Cudi Dağı’nın tepesinde “Cudi ziyaret tepesi” diye adlandırılan bir yer ismi de bulunmaktadır.
* 1917 yılında Erkan-ı Harbiye Mektebi Sevk-ül-ceyş (Strateji), İstatistiki ve Topoğrafya muallimi Muhammed Cemal tarafından kaleme alınmış Anadolu (İstatistiki, İktisadi, Askeri, Coğrafya) adlı eserde Şırnak ismi “Şernah” veya “Şırnah” şeklinde kullanılmıştır.
* Osmanlı arşiv belgelerinde ise Şırnak adı “Şernih”, “Şırnah”, “Şirnah” ve genellikle günümüzdeki kullanım ile aynı olan “Şırnak” şeklinde ifade edilmiştir. Yine Şırnak adının “gemi” anlamına geldiği de rivayetler arasındadır.
*Abdullah Yaşın’ın Tarih, Kültür ve Cizre kitabında, Şırnak adının Asurca ve Kürtçede Şerneh (şernex), şerneheş (şernexeş) ve şernehaz (şernexaz) olduğu belirtilmektedir. Şırnak (Şerneh) sondaki “-zeh” takısının Asurca, Şernexeş alınması zor, savaşı zor yer Şernexaz ise savaş istemeyen, barışçıl insanlar diyarı anlamında olduğu belirtilmektedir.