Amerika’da herkes istediği arabayı alabilir; ‘Ford’ olmak şartıyla ve her Amerika Vatandaşı ‘Siyah’ olmak şartıyla istediği renk arabayı alabilir.
Kıymetli dostlar yukarıda yazmış olduğum cümle şaka değil gerçek. Aslında insanlara seçim hakkı veriyormuş gibi görünüp hiçbir hak vermemenin açık bir tezahürü.
Peki, size soruyorum şu an yapılan seçimlerin bundan ne farkı var? Zenginler, parayı bastırıp aday adayı olacaklar, ardından Ankara’da belki de Şırnak’a bir defa bile gitmemiş, memleketin nabzından zerre haberi olmayan insanlar sağı solu arayarak aday adaylarını soracaklar ve bizim karşımıza da bir isim getirecekler.
Yıllarca karşımıza tek bir soydan, akrabadan ya da aileden isimleri çıkardılar. Halkın arasına karışıp “sizce kim milletvekili olmalı” diye sordular mı? Hayır sormadılar, neden sorsunlar ki? sonuçta memlekette nüfusu olan, zengin, güçlü kişiler belli, onlardan birini seçersiniz ve milletin önüne koyarsınız.
Bir esnaf, bir memur, bir öğretmen, bir işsiz ya da bir emekli hiç mi milletvekili olma kriteri taşıyamıyor bu memlekette?
Evet taşıyamıyoruz ve taşıyamayız da; çünkü aday adayı olmak için çöpe atacak 20-30 bin liramız yok, diyelim ki o parayı borç harç bulduk; zenginler lobisinde kulis yapacak tanıdıklarımız da yok, bir milletvekili bir bakan tanıdığımız ise hiç yok.
Aldığımız maaş, elektrik, kira, su, doğalgaz, kredi kartı borçları ve kalırsa mutfağa gidiyor hepsi o.
Seçimden seçime kullandığımız bir oyumuz var. Seçimden seçime kapımıza gelen birileri var o kadar daha da hiçbir şeyimiz yok.
Size, Şırnak’ta bu milletvekilliğini hak edecek yüzlerce isim sayabiliriz. Hem de mecliste memleketimizi en güzel şekilde temsil edecek ve şehrimizi kalkındıracak ama siz halka güvenmek yerine önünüze gelen isimler üzerinde değerlendirme yapıyorsunuz ve telefonla halktan bazılarını arayarak; “şu isimler olsa verir misiniz? Bu isimler olsa verir misiniz?” gibi anlamsız anketler yapıyorsunuz. Sonuç itibariyle karşımıza bir isim çıkarıyorsunuz.
Peki çıkaracağınız isim ile ilgili size birkaç soru sormak istiyorum:
Memleketini temsil etme kabiliyeti var mı? (Zamanla öğrenir.)
Kültür birikimi, konuşma becerisi var mı? (Ne gerek var ki meclisin çoğunluğunda yok.)
Peki eğitim seviyesi nedir? (İlkokul mezunu olma şartını sağlıyor ya, daha ne olsun.)
Dürüst, namuslu, rüşvete ve yalana başvuracak biri mi? (Sen ne diyorsun ya memlekette ondan namuslusu daha doğmadı.)
Bu kişinin ehliyet, liyakat, ahlak, itibar, halkın nazarında saygınlık gibi ilkeleri var mı? (Fazlasıyla var, liyakat deyince akla gelen ilk isim o.)
En önemlisi memleketi Şırnak’a bağlı mı, şehrini benimsiyor mu, onu kendi kişisel menfaatlerinden önce görüyor mu? (Cevap vermeye bile gerek yok kesinlikle Şırnak onun için her şeydir.)
Benim diyeceklerim bu kadar, takdiri Şırnak halkına bırakıyorum. Demokrasi dediğimiz sistem seçimden seçime bir defa bizi patron yapıyor bari orada hakkımızı sonuna kadar kullanalım.
Yazımı biz Müslümanların kutsal kitabından bir ayet ile bitireyim. Benim sözlerim tesir etmiyor, belki bu sözler anlatır sorunumuzu:
Kuşkusuz, Allah, sorumlulukları yetkin olanlara vermenizi ve insanlar arasında yargı dağıttığınızda, adaletle yargı vermenizi buyuruyor. Allah, bununla, size ne güzel öğüt veriyor. Kuşkusuz, Allah, Duyandır; Görendir (Nisa 58).