TİCARETTE İSTEDİĞİMİZ YERDEMİYİZ?

Dr. Öğr. Üyesi Reşat SAKUR

Tarihinin, insanlığın ikinci doğuşu olan Nuh tufanına dayandığı ilimiz, tarihte çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmış bereketli Mezopotamya topraklarında yer almaktadır. Tarihi İpekyolu’nun il sınırlarından geçmesi bölgede ticaretin çok eski bir geçmişi olduğunu bize göstermektedir. Bununla birlikte Türkiye’nin en büyük kara sınır kapılarından biri olan Habur Sınır kapısı, ilimiz sınırları içerisinde yer almakta ve bölgede ticaretin her zaman dinamik bir yapıda olduğunu göstermektedir. Şırnak ilinin üç ülke kavşağında yer alması bölgenin en büyük avantajı olmasına rağmen komşu olduğu ülkelerde yaşanan siyasi istikrarsızlıklar ve savaşlar bölgenin ticari yapısını sürekli olumsuz etkilemektedir. Avantajların dezavantaja dönmesi ekonomik açıdan istenilen yerde olamamamıza da neden olmaktadır.

En basitinden aynı dili konuştuğumuz, benzer kültürel yapıya sahip olduğumuz komşumuz Irak iyi bir tüketici olmasına rağmen ve günümüzde en önemli maliyet kalemi olan nakliye avantajımız varken bunları üretimde bir fırsat olarak kullanamamak ekonomik bir güce erişememenin en önemli nedenlerinden biri olarak söylenebilir. Bu durum tıpkı komşumuz Irak gibi şehrimizin de tüketici bir toplum olma yolunda ilerlediğini ürettiğinden daha çok tükettiğini yani kendi kendine yetemediğini gözler önüne sermektedir.

Oysa Türkiye’nin önemli ticaret kapılarından olan Habur Sınır Kapısı, Ortadoğu’ya açılan bir kapı olmasına rağmen Şırnak bu ihracatta genel olarak aracılık faaliyeti göstermektedir. Genelde kendi üretimi olmayan ürünlerin ihracatının lojistik yükünü yüklenmektedir. Bölgede üretim faaliyetleri yok denecek kadar az olması Şırnak’ın kişi başına düşen gelirinin Türkiye ortalamasının altında kalmasına yol açmaktadır. En önemli kalkınma hamleleri olarak görülen Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) üretim, istihdam ve ekonomik gelişimin en önemli çıktıları durumunda olsa da bölgemizde OSB’ler çok büyük bir gelişim gösterememiştir. Bölgemizde Cizre OSB’de 19 adet firma aktif olarak faaliyet göstermekte, Şırnak OSB’de ise firmalara 14 parsel tahsis edilse de henüz iki firma aktif faaliyet göstermektedir. Komşu illerimizin OSB’leri ile kıyaslama yaptığımızda OSB’lerimizi çok aktif kullanamadığımızı söyleyebiliriz. Faaliyet gösteren firmalarımız da yüksek katma değerli ürün üretmede henüz istenilen bir konuma erişemediğini ifade edebiliriz. En yüksek teşvik bölgesi olan altıncı bölgede yer almamıza rağmen arzu edilen üretimi yapamamamız, sosyolojik bir durum olarak mı ele alınmalıdır? Acaba bizi yatırım yapmaktan geri tutan, yatırım yapmaya engel sebepler mi var?

Ya da üretim için gerekli olan emek, sermaye ve doğal kaynak faktörlerine ne kadar sahibiz?

  • Emek?

Resmi verilere göre Türkiye’nin en genç ili olma göstergesine dayanarak emek faktörüne sahip olduğumuzu söyleyebiliriz.

  • Doğal Kaynaklar?

Eğer katma değeri yüksek bir üretim yapacaksak hammaddeye erişimin mümkün olabileceğini söyleyebiliriz.

  • Sermaye?

Oldukça önemli olan bu faktöre ne kadar sahibiz? Bunu sorgulamak gerekir…

Bölgede firmalar genellikle KOBİ statüsünde olup ağırlıklı olarak perakende ticaret ve taahhüt sektöründe faaliyet göstermekte, üretim ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı ise yetersiz düzeydedir. Şırnak’ta KOBİ’ler genel olarak 10-20 arası istihdam ortalaması ile faaliyet göstermekte olup bölgede mevcut istihdam sorununu çözmekte yetersiz kalmaktadır. KOBİ’lerin en önemli sorunlarından olan finansman sorunu, KOBİ’lerin gelişimini sınırlayan bir engel durumundadır. Mevcut enflasyonist ortam bu durumu daha da tetiklemekte ve KOBİ’leri iyice bir darboğaza sokmaktadır. Bununla birlikte bölgede finans sektörünün çok fazla gelişim gösterememesi ve bölgede en önemli finans tedarikçisi konumunda olan bankaların da KOBİ’lere finansman noktasında güvensiz ve katı bir tutum sergilemesi, firmaların finansman tedariki konusunda sıkıntı yaşamasına neden olmakta ve KOBİ’ler bu nedenle çok fazla büyüyememektedir. Yapılan araştırmalar neticesinde faaliyetlerinde özkaynak kullanan firma oranı banka kredisi kullanan firma oranına göre daha yüksektir. Bazen büyümede özkaynaklar yetersiz kalmaktadır. Bölgede ticaret ağırlıklı olarak güven ilişkisi içerisinde yürümekte firmalarda çek senet gibi ödeme araçları kullanımı ve türev araçların kullanım oranı düşüktür. Bu durum bölge firmalarının ulusal ve uluslararası düzeye erişmede yetersiz kalmasına yol açmaktadır.

Sonuç olarak bölgede ticaretin yeniden yapılanması ve gelişimi için kamunun bölge firmalarına daha çok destek vermesi, finans sektörünün de finansman arzı konusunda daha esnek davranması önem arz etmektedir. Bunun yanında Esnaf Odaları ve Sanayi Ticaret odaları da KOBİ’lerin gelişimini eğitim noktasında desteklemeli, büyümeye ve üretim yapmaya istekli olan firmalara da her türlü desteği sağlamalıdır.

Güçlü olmak adına kendi kendine yetebilecek ve hatta kendini aşabilecek bir ekonomiye sahip olmak için üretmekten başka çıkar yol yok…

Ne demiş büyüklerimiz;

  • Hazıra dağ dayanmaz.
  • Emek olmadan yemek olmaz…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.