Uyuma Numarası Yapanı Uyandıramazsınız


Mahsa Amini isimli 22 yaşındaki genç kız İran’da başörtüsünü istendiği gibi takmadığı gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alındı ve gözetim altındayken hayatını kaybetti. Bunun üzerine ülkede hükümet karşıtı protestolar başladı. 
Hükümet boş durur mu? Kendi taraftarlarını harekete geçirdi; mollalar sokağa döküldü ve ülke allak bullak bir hale geldi. 
Peki 1979 devriminden beri varlığını sürdüren, 2005 yılında özel bir polis birimi haline gelerek kamusallaştırılan bu “Ahlak Polisi” ne iş yapar?
Ülke genelinde sokak, park, cadde, restoran, sinema gibi kalabalık yerlerde devriye gezerler. Kadın ve erkeklerin kıyafet kurallarına uyup uymadıklarını denetlerler. Para cezası kesme, gözaltına alma, tutuklama, mahkemeye sevk etme gibi son derece geniş yetkilere sahiptirler. 
Öncelikle ahlak gibi soyut bir kavramın ölçümü yapılamaz; toplumun gelenek, görenek, inanç ve değerlerine göre değişir. Ayrıca kız evladı olan ebeveynler, çocuklarını okula, alışverişe, çalışmaya gönderirken nasıl huzurla evlerinde oturabilecekler? Çocuklarının, ahlakı olmayan bir polisin, ahlak teftişine takılmayacağını nereden bilecekler?
Bu durumu ülkemizde çıkarılmaya çalışılan bir yasa ile bağdaştırmak istiyorum.
“Dezenformasyon yasası” kimilerine göre “sansür yasası” adıyla anılan bu yasanın “Ahlak Polisi” kavramından farklı olduğunu düşünmüyorum. Nitekim internette paylaşılan bilgilerin, tweetlerin, haberlerin ya da yorumların; kime göre kirli bilgi, kime göre güvenilir bilgi olduğuna kim karar verecek? 
Bence bu tür şüpheli konulardan (yasalardan) uzak durmak en iyisi!
Son dönem ülkemizde olup bitenlere dönmek gerekirse, Akıllanmak bir yana ülkece her geçen gün daha kötüye gidiyoruz. 
Adeta gaflet uykusunda gibiyiz!
İstediği istek parçayı okumadı diye ülkenin örnek olması gereken bireyleri bir sanatçıyı öldürebiliyorlar.
Yine örnek olması gereken bazı sağlık çalışanları, yoğun bakımdaki yaşlı bir kadına işkence edip videoya alacak kadar alçalabiliyorlar.
Ülkede bu kadar sorun varken İstanbul’da yapılan yatırımların kimin tarafından yapıldığı tartışılabiliyor.
Siyasiler başka konu yokmuş gibi türbanı yeniden tartışılabilir hale getirerek vatandaşı temel konulardan uzaklaştırabiliyor. 
Yağ, şeker kuyruklarında bekleyen vatandaşların halleri kanıksanmaya başlandı.
Üniversite okumaya giden gençler, ek işlerde çalışarak yaşam mücadelesi veriyor. 
Bir bakan çıkıp “Allah diğer tarafta hesap soracak, bu seçim çok kritik diyor.”  “Amenna ve saddakna” ona şüphe yok ama ne soracağını, nasıl soracağını yine Allah bilir. 
Her şeyi bir kenara bırakıp süratle vatandaşın bu dertlerine öncelik vermeliyiz; çünkü ne yasa ne seçim ne de yatırımlarınız tek bir insan hayatından kıymetli değil. 
Bir an önce uyanıp (tabi uyuyorsak) kendimize gelmeliyiz; zira gittiğimiz yol yol değil. 
Ne demiş Gandi; 
Uyuyan insanı uyandırmak kolaydır. Zor olan uyumayıp, uyku taklidi yapıyorsa bir insan, dünyanın bütün çabasını harcasanız da asla onu uyandıramaz, boşa zaman harcarsınız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri