2025 su yılının ilk altı ayı, Türkiye için adeta bir alarm zili niteliğinde. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından paylaşılan verilere göre, ülke genelinde son 65 yılın en düşük yağış oranları kaydedildi. Bu kuraklık özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’ni vurdu. Şırnak, bu krizin merkezinde yer alıyor.
Yağışlar bölge genelinde normale göre yüzde 60’a varan oranlarda azaldı. Bu dramatik düşüş, tarımdan içme suyuna kadar pek çok alanda ciddi tehditler oluşturuyor.
Güneydoğu’da Kuraklık Kritik Seviyede
Verilere göre en sert düşüş Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşandı. Yağışlar bu bölgede uzun yıllar ortalamasına kıyasla yüzde 57 oranında azaldı. Kuraklığın en yoğun hissedildiği illerin başında ise Şırnak geliyor. Özellikle tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan kırsal bölgelerde toprak suya hasret kaldı.
Şırnak’ın yanı sıra, İç Anadolu'nun orta kesimleri, Güneydoğu’nun güney bölgeleri, ayrıca Hatay, Osmaniye, Hakkâri ve Van çevresi de kuraklıktan ciddi şekilde etkilendi. Bu illerdeki yağışlar, uzun yıllar ortalamasının yüzde 60 altında gerçekleşti.
Şırnak’ta Alarm Zilleri Çalıyor: Acil Önlem Alınmalı
Şırnak ve çevresinde yaşanan yağış azalması, sadece tarımı değil, bölge halkının günlük yaşamını da doğrudan etkiliyor. Su temininde yaşanabilecek sıkıntılar, hijyen koşullarını zorlaştırabilir, hastalık risklerini artırabilir ve genel yaşam kalitesini düşürebilir.
Yerel yönetimlerin ve merkezi idarenin, kriz yönetimi planlarını devreye sokması, vatandaşları bilinçlendirmesi ve acil su tasarrufu çağrıları yapması büyük önem taşıyor.
KURAKLIK TARIMI VE SU KAYNAKLARINI TEHDİT EDİYOR
Kuraklığın etkileri sadece meteorolojik verilerle sınırlı kalmıyor. Yer altı su kaynakları hızla tükeniyor, barajlardaki doluluk oranları düşüyor ve tarımsal üretim sekteye uğruyor. Özellikle suya dayalı tarım yapılan bölgelerde verimlilikte büyük düşüşler bekleniyor. Uzmanlara göre bu süreç böyle devam ederse, gıda fiyatlarında ciddi artışlar yaşanabilir.
Ayrıca kuraklık, hayvancılık yapan çiftçileri de zorluyor. Meraların kuruması, yem maliyetlerini artırıyor ve hayvanların beslenmesini zorlaştırıyor. Su kaynaklarındaki bu azalma, aynı zamanda içme suyu sıkıntısını da beraberinde getirebilir.
KARADENİZ KURAKLIKTAN ETKİLENMEDİ, HATTA YAĞIŞLAR ARTTI
Kuraklık tablosunun aksine, Karadeniz Bölgesi adeta yağışa doydu. Düzce’den Trabzon’a uzanan kıyı hattında, yağışlarda yüzde 60’ın üzerinde artış kaydedildi. Bu durum, Türkiye’deki iklim dengesizliğinin ne denli büyük bir tehdit haline geldiğini gözler önüne seriyor.
Karadeniz’in bu avantajlı durumu, bölgedeki tarımsal faaliyetleri desteklerken, aşırı yağışların sel ve heyelan riskini de artırabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bu dengesizliğin uzun vadede hem ekonomik hem de çevresel sorunlara neden olabileceği konusunda uyarıyor.