DSÖ, "X Hastalığı" tanımını, kaynağı bilinmeyen potansiyel salgın risklerini temsil ettiği şeklinde yaparak, hastalığa karşı hazırlıklı olma amacını vurguluyor. Forumda düzenlenecek "X Hastalığına Hazırlık" toplantısında, herhangi bir sağlık tehdidi karşısında yeni çabalara ihtiyaç duyulup duyulmadığı tartışılacak.
Dünya genelinde insan sağlığı için büyük tehdit oluşturabilecek olan "X Hastalığı"nın Covid-19'dan 20 kat daha ölümcül etkileri olabileceği tahmin ediliyor. Zoonotik hastalıkların, özellikle hayvanlardan insanlara bulaşan virüslerin bu hastalığın kaynağı olabileceği düşünülüyor. Önceki örnekler arasında "H1N1 influenza" virüsü gibi zoonotik hastalıklar bulunuyor.
DSÖ'nün web sitesinde yer alan bilgilere göre, "X Hastalığı, insanlarda hastalığa neden olup olmadığı bilinmeyen bir patojenden kaynaklanan ciddi bir uluslararası salgını temsil ediyor." Bu belirsiz tehdide karşı hazırlıklı olmak, dünya genelindeki sağlık otoriteleri için büyük bir öncelik haline geliyor.
2021 yılında yapılan bir araştırmaya göre, memelilerde ve kuşlarda tanımlanmamış 1,67 milyon virüs bulunuyor ve bu virüslerin yarısının insanlara bulaşma potansiyeli taşıdığı düşünülüyor. Biyoetik ve küresel sağlık profesörü Kerry Bowman, "X Hastalığı", Covid-19'dan daha güçlü bir hastalık senaryosunu temsil ediyor ve dünya genelindeki tepkileri öngörebilmek adına varsayımsal bir hazırlık gerektiriyor.
Daha önceki salgın deneyimlerinden ders çıkarılması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, Covid-19 sürecindeki eksiklikleri göz önüne alarak gelecekteki salgınlara karşı daha etkili bir hazırlık yapılması gerektiğini belirtiyor. Ancak, şu ana kadar Covid-19'dan sonra bu yönde yeterli ilerleme kaydedilmediği ifade ediliyor.
"X Hastalığı"nın doğası henüz bilinmese de, DSÖ'nün belirlediği öncelikli hastalıklar listesinde yer alması, bilinmeyen patojenlerin de ciddi bir tehdit oluşturabileceği gerçeğini yansıtıyor. Hastalığın gelecekteki senaryoları arasında bilinmeyen bir virüs mutasyonu, geçmişteki salgınlara benzemeyen bir hastalık veya kasıtlı bir salgın da bulunabilir.
Biyolojik tehditlere karşı hazırlıklı olmanın yanı sıra, hastalıkları önlemeye yönelik çabaların da artması gerektiği vurgulanıyor. Dünya genelindeki biyolojik çeşitlilik kaybı, değişen iklim koşulları ve tarımın agresif arazi kullanımı gibi faktörler, potansiyel hastalık riskini artırarak önleyici önlemlerin önemini daha da artırıyor.
"X Hastalığı" konusundaki bilinmezlik, gelecekteki salgın risklerine karşı hazırlıklı olabilmek adına dünya genelindeki sağlık sistemlerinin ve liderlerin daha etkili bir işbirliği içinde olma ihtiyacını vurguluyor.