Hiç olmadığı kadar güzel bir yarın buldum kendime. Yarını, zamanı Eylül 2001 tarihine aldım düşlerimde. Şırnak Anadolu lisesine başladığım ilk günü yaşayacağım. Ve o günkü akşamın heyecanını yaşamak istercesine, günümüz dünyasını ve soyut düşünme becerisinden uzak bir şekilde sade ve berrak bir düşünce ile yarına bırakmak istiyorum kendimi.
Düşüncesi bile beni çetin kılıyor.
Duygu durumum gayet yaşanılır bir dünya uyandırdı belleğimde. En çokta okula yarın gideceğim ilk günün hazırlığını yapmanın heyecanı sardı beni. Cumhuriyet caddesinde bulunan Şırnak Kırtasiye'den aldığım ciltlerle yeni almış olduğum kitaplarımı kaplarken, üzerine adımı soyadımı yazdığım etiketi de yapıştırmayı unutmadım. Etiketin üzerinde yaşadığımız dünyada yeni bir Rönesans umudu beklerken, orta çağdan bizi kurtaran Rönesans dönemi sanatçılarının resimleri var. Birde Tom ile Jary adlı çizgi film karakterleri. Okul kıyafetleri olarak gri kumaş pantolon ve beyaz gömlek. Birde mavi kravat. Telefon olmadığı için sabah erken saatte alarm sesi yerine sabahın güneş ışığıyla uyanmak için evin terasında
uyuyorum.
Güneş sabahları terasa erken merhaba derdi.
Çünkü güneşin ışığını kapatacak kadar uzun binalar yoktu.
Sabahın ilk ışığıyla uyanıp evimizin önündeki bidondan akan suyla yüzümü yıkadıktan sonra hazırlanıp okulun yolunu tutacağım. Giderken, modern dünyanın tüm materyal özelliklerini yerin dibine atıp adımlarımı saymaya başlayarak, yolun üstünde bulunan marketten kurşun kalem alıp, okulun ilk saatinde yazacağım kelimeyi düşleyeceğim. Geçmişin henüz geçememiş olduğum en güzel cümlesini yazmak isteyeceğim. Beni bu dünyanın tüm geleceğinden vazgeçirip, geçmişte, yani Şırnak Anadolu Lisesinde yaşayacağım tek bir dersin zil sesini duymayı umut edeceğim. İyi dersler...