DİYARBAKIR (AA) - Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Suriye Milli Ordusunun (SMO) Suriye'nin Afrin kentinin terör örgütü YPG/PKK'nın işgalinden kurtarılması için başlattığı Zeytin Dalı Harekatı sırasında sivillerin bölgeden çıkışına izin vermeyen terörist hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 7 yıldan 14 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık Temur G. hakkında hazırlanan iddianame, 9. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamede, terör örgütü PKK/KCK'nın kuruluşu, yapılanması ve gerçekleştirdiği saldırılarla ilgili detaylı bilgiye ve sanığın ifadesine yer verildi.
Bir süre önce tutuklanan terörist ifadesinde, Diyarbakır'ın Dicle ilçesinden 2006 yılında terör örgütü PKK'ya katılmak için illegal yollardan önce Irak'ın kuzeyine, daha sonra da Suriye'ye geçiş yaptığını belirtti.
Hakurk bölgesinde 2009'a kadar nöbet tutma, mevzi kazma, erzak gömme, erzak getirme gibi faaliyetler yürüttüğünü anlatan terörist, bölgede bulunan teröristlerin "eylem birimi" olarak TSK'nin sınır hattındaki karakollarına yönelik taciz ateşi açma, askeri birliklerin geçişi sırasında yola mayın döşeme gibi eylemler yaptığını aktardı.
Suriye'ye 2013'te gönderilen bütün örgüt mensuplarının Gare sahasındaki Çırav alanında toplandığını aktaran sanık, "Burada Murat Karayılan bir toplantı yaptı. Toplantıda bize 'Suriye'de kritik bir süreç başlayacak. Destek için Suriye'ye bir grup gönderilecek.' dedi. Bunun üzerine 25 kişilik bir grupla Suriye'nin Derik şehrine geçtik." ifadelerini kullandı.
- "Sivillerin şehir dışına çıkmalarını engellemek için nöbet tuttum"
Temur G, 2018'de Zeytin Dalı Harekatı'nda TSK ve SMO güçlerinin Halep-Afrin yolunu keseceğinin, bu yolun kaybedilmesi halinde Afrin'in içinde mahsur kalınabileceğinin söylendiğini, kendisine bu yolun güvenliğini sağlaması talimatı verildiğini belirtti.
Yanına 25-30 kişilik bir grup alarak Halep-Afrin arasındaki yola geçtiğini anlatan sanık, ifadesinde şu bilgileri verdi:
"Harekat bitene kadar bu yolun güvenliğinden sorumluydum. Bu yolda geçici kontrol noktasında gelen giden araçları ve sivilleri kontrol etmekteydik. Zeytin Dalı Harekatı esnasında Afrin'de sivillerin şehir dışına çıkmalarını engellemek amacıyla yol üzerinde nöbet tuttum. YPG'lilerin Afrin'de yaşayan bazı zengin aileleri gizlice çıkartarak, Halep'e gitmelerine izin verdiklerine şahit oldum hatta Afrin'de yaşayan ve örgüte uyuşturucu ticaretinden para veren bir aileyi eşyalarıyla çıkarttılar."
Türkiye'de güvenlik güçlerince yürütülen operasyonlar nedeniyle yurt içinde faaliyet yürüten örgüt mensuplarının eylem yapamaz hale geldiğini aktaran Temur G, "Örgütün üst yönetim ile ilişkileri kopuk. 2013 yılından beri Suriye'de faaliyet yürüttüğüm için Suriye'de artık Türkiye'den örgüte katılım yapan çok az." dedi.
Temur G, şu ifadeleri kullandı:
"Terör örgütü PKK'ya katılımların büyük çoğunluğunun genelde HDP il ve ilçe binaları üzerinden yapıldığını düşünüyorum. Terör örgütü PKK'ya son süreçte Türkiye üzerinden katılım yok denecek kadar az. Bu nedenle örgüt yönetimi Avrupa üzerinden yapılan katılımlara önem vermekte. Avrupa'da terör örgütüne katılım yapmaya karar verenler, orada örgüte bağlı dernek ve benzeri kuruluşlara giderek katılım yapmak istediğini söyler ve daha sonra uçağa binerek Süleymaniye'ye gelir. Süleymaniye'deki örgüt kadroları gelenleri teslim alır ve daha sonra Gare, Zap, Metina ve Kandil gibi alanlara aktarımlarını yapar."
- "Şüphelinin eylemi vahim nitelikte"
İddianamenin sonuç kısmında şu değerlendirmede bulunuldu:
"Şüpheli üst düzey terör örgütü üyelerinin verdiği talimat doğrultusunda Zeytin Dalı Harekatı sona erene kadar Afrin içerisinde bulunan sivil halkın şehir dışına çıkmasına izin vermemiştir. Bu eylemi, silahlı terör örgütü PKK/KCK/PYD/YPG'nin, devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya devletin bağımsızlığını zayıflatmaya, birliğini bozmaya veya devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik fiil ve amacı kapsamında gerçekleştirmiştir. Şüphelinin eyleminin vahim nitelikte olduğu, TSK'nin yurt dışında terör örgütü mensuplarına yönelik gerçekleştirdiği harekatlar sırasında çatışma bölgelerinde aktif gerçekleştirdiği eylem ile mağduru belli olmayan kişilere karşı, birden fazla kişiyle ve silahla, 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' ile 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu' işlediği anlaşılmıştır."
İddianamede, tutuklu sanık Temur G'nin "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıldan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
AA