Şırnak'ta Depreme En Dayanaksız İlçeler Belli Oldu: Buralarda Oturanlar Dikkat!
Türkiye’nin en aktif fay hatlarından birine ev sahipliği yapan Şırnak’ta yapılan yeni zemin ve yapı dayanıklılığı araştırmaları, kent genelindeki tehlikeli durumu gün yüzüne çıkardı. Bölgede hem zemin yapısının hem de yapı stokunun yetersizliği, olası bir depremde büyük felaketlerin yaşanabileceği anlamına geliyor. Uzmanlar, özellikle bazı ilçelerde risk seviyesinin kritik düzeyde olduğuna dikkat çekiyor.
Cizre’de Yoğun Nüfus, Yetersiz Yapılarla Büyük Tehlike Yaratıyor
Şırnak’ın en kalabalık ilçesi olan Cizre, deprem açısından en riskli yerleşim birimlerinin başında geliyor. Nüfus yoğunluğu yüksek olan ilçede, binaların büyük kısmı eski inşaat teknikleriyle inşa edilmiş durumda. Ayrıca, kontrolsüz yapılaşma ve imar düzenlemelerinin yetersizliği, riski katbekat artırıyor.
Cizre’nin zemin yapısı da ayrı bir sorun teşkil ediyor. İlçenin nehir yatağına yakın bölgelerde kurulu olması, zeminin sarsıntılara karşı daha savunmasız olmasına neden oluyor. Bu da olası bir depremde ağır hasar görme ihtimalini ciddi şekilde yükseltiyor. Yüz binlerce kişinin yaşadığı bu alanda, zamanında alınmayan önlemler çok büyük kayıplara yol açabilir.
Silopi’de Depreme Karşı Bilinç Hâlâ Yetersiz
Silopi ilçesi, yapı güvenliği ve halkın farkındalık düzeyi açısından ciddi eksiklikler barındırıyor. Hızla artan nüfusa paralel olarak plansız şekilde yükselen binalar, mühendislik denetiminden geçmeden inşa ediliyor. Yapılan analizlerde, birçok yapının taşıyıcı sistemlerinin yetersiz olduğu ve depremde yıkılma riski taşıdığı ortaya kondu.
Silopi’deki bu tablo, halk arasında büyük bir endişeye yol açmış durumda. Ancak halen ciddi bir bilinçlenme ve önlem alma süreci başlamış değil. Uzmanlara göre, ilçede acilen yapı denetimleri yapılmalı ve afet bilinci oluşturulmalı.
Beytüşşebap’ta Yenilenmeyen Yapılar Tehlike Saçıyor
Beytüşşebap ilçesi, dağlık konumuyla ulaşım açısından zaten zorluklar yaşarken, yapı stoğunun eski olması felaket anında daha büyük sorunlara zemin hazırlıyor. İlçedeki çoğu bina, yıllar önce inşa edilmiş ve günümüz deprem yönetmeliklerine uygun değil.
Yapıların yenilenmesi gerektiği yetkililer tarafından sıkça dile getirilse de, bugüne kadar kayda değer bir adım atılmadı. Bu durum, hem yapı güvenliğini zayıflatıyor hem de olası bir depremde arama-kurtarma faaliyetlerinin etkili şekilde yürütülmesini engelliyor.
Uludere’de Gevşek Zemin Yapısı Büyük Risk Taşıyor
Uludere, zeminsel özellikleri açısından en riskli ilçelerden biri olarak öne çıkıyor. Gevşek toprak yapısı ve fay hatlarına olan yakınlığı, ilçeyi sismik dalgalara karşı savunmasız hale getiriyor. İncelemelerde birçok yapının temel derinliğinin yetersiz olduğu ve zemine tam oturmamış şekilde inşa edildiği belirlendi.
Bu durum, özellikle çok katlı yapılarda yıkılma riskini artırıyor. Deprem anında yaşanacak çöküntüler, yalnızca can kaybı değil aynı zamanda büyük bir insani krizi beraberinde getirebilir.
İdil’de Kentsel Dönüşüm Engellere Takılmış Durumda
İdil ilçesinde başlatılan kentsel dönüşüm projeleri, bürokratik engeller nedeniyle istenilen hızda ilerlemiyor. İlçede hâlâ 1999 öncesi yapı standartlarına göre yapılmış birçok bina bulunuyor. Bu yapılar, günümüz deprem yönetmelikleri açısından büyük risk taşıyor.
Ayrıca halk arasında yapı güçlendirme konusundaki farkındalık son derece düşük. Bu da riskin sadece yapısal değil, toplumsal bir boyut taşımasına neden oluyor. Kentsel dönüşümün hızlandırılmaması durumunda, İdil büyük bir felaketin eşiğine gelebilir.
Kaynak:Haber merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.