Şırnak'ta Şehit Edilen Bebek ve Çocukların İsmi Kütüphanelerde Yaşayacak

Şırnak’ta Yeşeren Gençlik Derneği tarafından hazırlanan ve İçişleri Bakanlığı tarafından onaylanan "Şehit Bebek ve Çocuk Kütüphaneleri Projesi" kapsamında, dernek üyesi kadınlar ile projeye gönüllü destek sunan Şırnaklı anneler tarafından yapılan örgü, bez bebek ve oyuncakların içinde yer aldığı ‘Şehit Bebek ve Çocuk Oyuncak Kütüphanesi’nin’ ilki Şehti Nuh İlk Anaokulunda açıldı.

Terör örgütü PKK'nın 1990'lı yıllardan bu yana gerçekleştirdiği saldırılarda Şırnak'ta katledilen bebek ve çocukların isimlerinin yaşatılması amacıyla Yeşeren Gençlik Derneği tarafından hazırlanan ve 3 ay önce İçişleri Bakanlığına sunulan "Şehit Bebek ve Çocuk Kütüphaneleri Projesi" onaylandı. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğünün desteğiyle hayata geçirilen proje kapsamında Şırnak'ta terör saldırılarında yaşamını yitirdiği tespit edilen 120 bebek ve çocuğun isminin verileceği kütüphanelerin oluşturulması için 7 anaokulu belirlendi. Bu kapsamda Şehri Nuh Anaokulu’nda ilk ‘Şehit Bebek ve Çocuk Oyuncak Kütüphanesi’ açıldı.

2’si kent merkezi Cizre, Uludere, Beytüşşebap, İdil ve Güçlükonak ilçelerinde belirlenen birer sınıfa, eğitici kitaplar, zeka oyunları, oyun parkları ve el yapımı oyuncakların yer alacağı kütüphane kurulacağı belirtildi.

İlk kütüphanenin açılışına Şırnak Valisi Osman Bilgin, Vali Eşi İlknur Bilgin, Yeşeren Gençlik Derneği Başkanı Hatice Atan, Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Geliş, şehit yakınları ve öğrenciler katıldı.

Kütüphane Açılışında konuşan Vali Osman Bilgin; “Sevgili çocuklar, bu gün sizlerin yaşında maalesef hatta sizlerden daha küçük çocuklarımızı asla unutmamak amacı ile yapılan bu program nedeni ile burada toplandık. Şırnak, terörün o lanetli yüzünü en açık, en sorunlu yıllarını yaşayan illerden birisi. Görüyorsunuz isimsiz bebek diyoruz. Bunu biz uydurmuyoruz. Bunu maalesef sözde insan hakları, demokrasi, hak ve özgürlükler, adalet ve millet anlayışını ortaya koyan ama bu manada hiçbir demokratik değer tanımayan, hiçbir insan hakları değerini tanımayan, bütün insan hakları değerlerini ayak altına alan ve bu mana da kendi uluslarının çıkarlarını bölgede devam ettirecek aparatlar arayan ve maalesef sözde Kürt Halkının temsilcisiymiş gibi hareket edip ama özde sadece ve sadece emparyalist devletlerin aparatı olan terör örgütünün burada yapmış olduğu katliamları görüyoruz. Bunlar kim? Bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatandaşı olarak Türk Halkı, Kürt Halkı, Laz, Çerkez bu bölgede yaşayanlar kim? Bunların hepsi Kürt çocukları. Annesi babası Kürt çocukları ve katledilen Kürt ne büyük bir ironi. Sözde Kürt halkının geleceğini Kürt halkının çıkarlarını temsilini, demokrasisini savunduğunu iddia eden bir örgüt, hiçbir ideolojik anlayışı olmayan, hatta ideolojiyi bırakın konuşması olmayan, konuşmayı bırakın sadece nefes alıp veren çocuklarımı katlederek sözde demokrasiden bahsediyorlar” dedi.

Yapılan açılışın çok anlamlı olduğunu ifade eden Vali Bilgin Şöyle konuştu; “Şehitlerimizin unutulmaması onların adlarının yaşatılması ve bunların özellikle kendi akranları ile alakalı olan bir yerde, kendi akranlarının geçmişte kendi kardeşlerinin neler yaşadığını ve neler yapmaları gerektiğini eğitim ile beraber özümseyerek yaşamaları için yapılan bu tür kütüphaneler o kadar anlamlı, o kadar önemli ki belki siz yüz derslikli bir okulda yapabilirsiniz, belki çok modern binalarda yapabilirsiniz. Ama burada yaptığımız bugün ki açılış onlardan kat be kat anlamlı, mesaj verici ve toplumu diri tutan toplumu bir arada tutan kaynaştıran özellikteki eserdir. Hatice hanımı özelikle bu fikri ortaya koyması nedeni ile tebrik ediyorum. Çok önemli ve anlamlı. Para bulursunuz ama fikir yoksa hiçbir şey yapamazsınız” dedi.

1987 yılında Kasrik Beldesi Çoban Dere Mezrasında şehit edilen 6 aylık Şahin Şanlı’nın ağabeyi Hacı Şanlı; “Bugün Burada Şehit Bebek ve Çocuklarımızın oyuncak kütüphanesi açılışı vesilesi ile buradayız. 1987’de ailesi komple şehit edilmiş bir bireyim. Daha altı aylık olmamışken, katledilen bir bebeğin abisiyim. 1987 yılında PKK terör örgütü köyümüze baskın yaptığında bizim köyde resmiyet denilen bir şey yoktu. Hani hep diyorlar ya biz Kürt halkının savunucularıyız. Kürt halklarının haklarını savunuyoruz. Asla öyle bir şey yok. Bunlar emperyalist maşalarıdır. Onların hizmetkarlarıdır. En büyük zararı Kürt halkına vermektedirler. Resmiyet olmayan bir Kürt köyünde 13 canı birkaç saatte alabiliyorsa ne demek ben Kürt Halkı savunucusuyum. Asla olamazlar biz sizi savunucularımız olarak kabul etmiyoruz. Kasrik Çoban Dere Mezrası 1987 yılında PKK terör örgütü saldırısına maruz kaldı. Bu kadar katledilen bebeklerin hatıralarını yaşattıkları için böyle güzel bir proje ile isimlerinin burada yaşatılmasından gurur duyduk. Mutlu olduk aileler olarak” dedi.

Fatma Güngör; “1987 yılında köy baskını sonucunda şehit edilen Sacide Güngör, Abdulcebbar Güngör ve Hülya Güngör’ün yakını olarak buradayım. Bu Kütüphanelerde onların isminin yaşatılması bizleri çok mutlu etti. Bundan dolayı gurur duyuyoruz. Çocuklar küçüktüler. Annelerinin koynunda şehit edildiler. Anneleriyle birlikte. Burada 16 şehidin ismi verildi. Birinci dereceden yakınlarımız olmasına rağmen çok mutluyuz. İsimlerinin buraya verilmesinden dolayı” dedi.