ULUSLARARASI MOLLA AHMED EL-CEZERİ SEMPOZYUMU
30 Kasım- 2 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek sempozyumun açılışına; eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Mehmet Mehdi Eker, Şırnak Valisi Osman Bilgin, Şırnak Belediye Başkan Vekili İhsan Gören, Rektör Prof. Dr. Abdurrahim Alkış, Cizre Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Nazlı Demir, protokol üyeleri, çok sayıda akademisyen ve vatandaş katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan Uluslararası Molla Ahmed el-Cezeri Sempozyumu’nda daha sonra Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı.
Sempozyumun açılış programında ilk konuşmayı Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı eski Genel Sekreter Doç. Dr. İbrahim Baz yaptı. Ardından Cizre Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Nazlı Demir bir konuşma yaptı.
Sonrasında kürsüye gelen Rektör Prof. Dr. Abdurrahim Alkış, her milletin kendi lisanında farklı terimleri ve nemaları ile Cenab-ı Hakk’a olan aşkını ve muhabbetini ifade ettiğinin altını çizerek konuşmasını şöyle sürdürdü; “Arapça'da İbn-ul Farız, Farsça'da Mevlana Cellaleddin-i Rumi, Türkçe'de Yunus Emre, Kürtçe'de Melayê Cizîrî gibi ilim sahipleri hep aynı manaları taşıyan şiirleri kaleme almışlardır. Bu zevatın ibareleri her ne kadar farklılık arz etse de tasvip ettikleri güzellik hep aynıdır. Melayê Cizîrî gibi gönül ehli şahsiyetler insanlık alemi için dar günde nefes alma vesilesi olmuşlar. Herkesin “ben ben” dediği zamanlarda onlara “sen sen” diyerek futuvet ve uhuvet örneği sergilemişlerdir.”
Şırnak Valisi Osman Bilgin ise “Bu topraklar esasen ilmin, medeniyetin ve güneşin toprakları. Bu topraklar alelade topraklar değil. Molla Ahmed El-Cezeri sadece bu coğrafyanın değil dünyaya ışık tutan Mevlana'nın, Hacı Bektaşi Veli'nin, Yunus Emre'nin kardeşi bir nevi onlarla aynı duyguları bizlere aktaran ve bizi biz yapandır. Sadece bölge insanı değil ülkemizin tümüne ve hatta dünyaya ve insanlığa seslenen ve o insanları bir arada tutan Allah’a olan o yüce aşkın dünyadaki kelamdaki terennümüdür. Bu manada baktığımızda bizi bu sempozyumu yapmaya teşvik eden şey özellikle bu toprakların, burada yaşayan insanların geçmişi ile olan bağlarını en iyi şekilde devam ettirip geleceği daha güzel inşa edip geleceğe umutla bakmak, geleceğimizi kardeşlikle birliktelikle şekillendirmektir” şeklinde konuştu. Bu topraklarda özellikle Haçlı, Hilal kavgası nedeni ile haçlıların, kurduğu oyunlarla belli dönemlerde geçmişimizden, değerlerimizden bizleri koparmaya çalıştıklarına vurgu yapan Vali Bilgin; “bizler bu değerlerimize sahip çıkmak ve değerlerimizi yaşayıp, gelecek kuşaklara aktarmak ve geleceği geçmişle bağları koparmadan, aslımızı inkar etmeden yaşamak için bu sempozyumu düzenleme ve birlikte paylaşma ihtiyacı duyduk. Geçmişimize sahip çıkarsak bizim kimliğimiz, kültürümüz, varlığımız ilelebet daim olur. Ancak geçmişimizi unutursak biz varlığımızı da, birliğimizi de, her şeyimizi de kaybetmiş oluruz” dedi.
Eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve Diyarbakır Milletvekili Dr. Mehmet Mehdi Eker, “biz Molla Ahmed El-Cezeri'den bahsettiğimizde insan medeniyet tasavvurundan bahsediyoruz. Çünkü o bu tasavvurun büyük sanatçılarından, büyük şairlerinden birisidir. Edebiyatı olmayanın medeniyeti olmaz. Bizim medeniyetimizin temel harcı İslam Dinidir. Din, Medineleri, yani şehirleri, Medineler de medeniyetimizi şekillendirmiştir. Medeniyet olabilmesi için edebiyat olması lazım. Molla Ahmed El-Cezeri klasik Kürt edebiyatının zirve ismidir. İnanıyorum ki bu sempozyum ve bundan sonra gelecek olan sempozyumlar bu düşünceye büyük hizmet edecektir” dedi.
Uluslararası Molla Ahmed el-Cezeri Sempozyumu açılış programı Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’nın “ Anadolu’nun İslam’a açılan Kapılarından Cizre” başlıklı açış konferansı ile devam etti. Anadolu'nun altını üstüne getiren yüz binlerce Müslüman'ı şehit eden Haçlılar diye bir ordunun olduğuna ve bizim tarihimizde öğrenmemizin istenmediği şeylerin olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, “Pervari'de Türkçe öğrenmek için ilkokula gidince öğrettikleri ilk şey ‘uyu uyu, yat, uyu’ olmuştu ve hala uyuyoruz. Bu haçlı batılıları üzmeyelim diye bize okullarda bir şey öğretilmez. Ama bunlar geldiler canımıza okudular. Anadolu'yu kasıp kavurdular. Avrupalıları üzeceğiz diye neredeyse ceketsiz, gömleksiz gezeceğiz. Okullarımızda Selahaddin niye okutulmasın, haçlıların yaptıkları neden öğretilmesin?” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Şırnak valisi Osman Bilgin, sempozyuma katılımlarından dolayı Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’ya çiçek ve teşekkür belgesi verdi.
Sempozyumun birinci oturumunun başkanlığını eski Rektör Prof. Dr. Mehmet Emin Erkan yaptı. Sempozyumda eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Mehmet Mehdi Eker “Klasik Kürt Edebiyatı ve Mele Ehmedê Cizîrî”, Prof. Dr. Abdulcabbar Kavak “Melayê Cizîrî’nin yaşadığı çağ ve yetiştiği entellektüel çevre”, Doç. Dr. Adnan Memduhoğlu “Cizre’den Siirt’e uzanan ilim köprüsü: Mevlana Mele Eli ve Mele Mustafa bin molla Halil es-Siirdî”, Doç. Dr. Mehmet Çelik, “Melayê Cizîrî’ye göre aşk” , Abdullah Yaşın “İlk Çağda Cizre’nin İslamlaşması” başlıklı sunumlarını yaptı.
Doç. Dr. İbrahim Baz’ın başkanlığını yaptığı ikinci oturumda ise, Naif Mikail Tahir, “Melayê Cizîrî’nin Allah’ın varlığını delillendirme yöntemi”, Rektörümüz Prof. Dr. Abdurrahim Alkış “Molla Ahmed el-Cezerî’nin Seyru Sülûku” , Doç. Dr. Ahmet Özdemir “Melayê Cizîrî Divanı’ndan Peygamber Tasavvuru” ve Doç. Dr. Nurullah Agitoğlu da “Melayê Cizîrî’nin Divanı’nda geçen bazı hadisler üzerine değerlendirme” başlıklı bildirilerini sundu.
Sempozyumun üçüncü oturumuna Prof. Dr. Hüseyin Güneş başkanlık etti.
Üçüncü oturumda Tahsin İbrahim Doskî “Behdinan Bölgesi edip ve alimlerinin Melayâ Cizîrî Divan'ı hakkındaki çalışmaları”, Prof. Dr. Mehmet Zahir Ertekin ve Doç. Dr. Bedreddin Basuğuy “Molla Ahmet El-Cezeri’nin Kürt şiiri üzerindeki etkileri”, Halid Sadinî (Melayâ Cizîrî’nin Mirlerle dostluğu: Mir İmaduddin Hakkari Örneği”, Dr. Muhammed Şerif Azarkan “Melayâ Cizîrî’nin 34 Nüshası” başlıklı sunumlarını yaptı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.