Konuşacak çok şey var ama, konuşacak kimse kalmadı
6 Şubat saat 04.16 da herşeyi olanlar, saat 04.17 de canlarını, sevdiklerini, mallarını evlerini ve eşyalarını kaybetti. Lütfen sadece bir dakika olsun gözlerinizi kapatın ve açtığınızda her şeyinizin olmadığını varsayın.
Empati kurun, depremzedelere acımayın, sevin sahiplenin. Birlikte bir yol yürüyün, bir yemek yiyin, bir dinleyin sohbet edin.
İki ay geçti deprem felaketinin üzerinden hala çadırlarda ya da o çok sevdikleri kimsenin onları ayıramadıkları güzel evlerinden, mahallelerinden, kentlerinden ayıramadığı yerlerden zorunlu olarak götürüldükleri yerlerde başka kentlerde sessizlikleri içerisinde içlerine ağlıyorlar.
Evet yiten canlar geri gelmeyecek elbette, yalnız kalan canlara cehennem etmeyelim bu dünyayı. Enkazlarda olan ve enkazlardan çıkanların şu sözlerini bir kaç tanesini hatırlayalım; “Oğlum ev alamadı, ev oğlumu aldı"
-Köpekleri salın ben kendi sesimi çıkaracağım
-30 saattir babamın cesediyle yatıyorum
-Isınmamız için mont göndermişler burda çikolata var yemeye kıyamadım. Burda da 1,2,3,4,5 çorap bunu kim düşünmüş bunları, cehenneme girer mi? Sizce.
-Annemi de kurtarın
-Önce kardeşimi kurtarın
-Zaten onun üstüne düştüğü için başımız ezilmedi. "O kadar acı ki oğlunun vücudu ile kurtuluyorsun”
Ve duvarlara yazılan yazılardan sadece bir ikisi; “Adıyaman oldu Acıyaman. Konuşacak çok şey var ama, konuşacak kimse kalmadı.”
Tekrar ölenlere rahmet, yaralılara şifa ve kalanlara sabır diliyorum.
Unutmayalım sadece sahip çıkalım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.