Şırnak, Hakkari, Batman Dikkat! Bu Nedenle Hakkari’de 230 Kişi Hayatını Kaybetti
Türkiye’de hava kalitesi alarm veriyor. Özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde son günlerde yaşanan sis ve yoğun hava kirliliği insan sağlığı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Sürekli İzleme Merkezi bünyesindeki Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı tarafından yapılan ölçümler, hava kalitesinin gittikçe kötüleştiğini ortaya koydu. Ülkenin bazı bölgelerinde hava kalitesi ‘hassas’ seviyeye ulaşırken, belirli noktalarda ise değerler ‘sağlıksız’ seviyelere yaklaştı.
Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Aykaç, "Dünya nüfusunun yüzde 99’u Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) izin verdiği yeni hava kalitesi değerlerinin karşılanmadığı yerlerde yaşamaktadır. Hava kirliliği, iklim krizinin yanı sıra küresel düzeyde ölüm ve hastalıklara yol açan önemli ve önlenebilir bir toplum sağlığı sorunudur" dedi. Aykaç, "DSÖ’nün 'görünmez katil' olarak tanımladığı hava kirliliği, insan vücudundaki tüm sistemleri etkiler; dünyada en çok ölüme yol açan kanserler, tıkayıcı kalp hastalıkları ve inmeye yol açar. Aynı zamanda burun akıntısı, tıkanıklığı, öksürük, nefes darlığı, hırıltı gibi sorunlara neden olur" diye konuştu.
EN ÇOK KIRILGAN GRUPLAR ETKİLENİYOR
Aykaç özetle şunları anlattı: "Hava kirliliği, solunum, kalp-damar hastalıkları ve sinir sistemi hastalıkları nedeniyle her yıl 8 milyon kişinin erken ölümüne yol açar. Çocuklarda akciğer gelişmesi ve fonksiyonlarında bozulma, solunum yolu enfeksiyonları, astım şeklinde kendini gösterir. Çocuklar, yaşlılar ve yoksullar başta olmak üzere kırılgan gruplar hava kirliliğinin yıkıcı etkilerine daha çok maruz kalır. Özellikle PM10 ve PM2.5 miktarlarının azaltılması ile akciğer sağlığının korunabildiğini biliyoruz. Depresyon riskinin artmasının PM2.5, PM10 ve gaz kirleticilere maruz kalma ile ilişkili olduğuna dair kanıtlar da var."
Aykaç çözüm önerilerini şöyle sıraladı: "Tüm dünya ülkelerinin fosil yakıt kullanımından vazgeçmesi gerekiyor. Kömürlü termik santrallerin kapatılması ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak enerji üretiminin sağlanması lazım. Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı imzalayan bir ülke olarak ve halkının temiz hava soluma hakkını gözetme sorumluluğu nedeniyle, bu anlaşmadan doğan sorumluluklarını yerine getirmelidir."
ZEHİR SOLUYORUZ
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şube Başkanı Zeynep Gül Karamanlı, İstanbul’da özellikle Sancaktepe, Tuzla, Yenibosna gibi konumlardaki hava ölçüm istasyonlarının 31 Ocak-1 Şubat tarihlerinde saatlik karbon monoksit ölçüm verilerinin önceki yıl ortalamalarının oldukça üzerinde olduğu söyledi. Karamanlı şöyle konuştu: “Karbon monoksit, havadan daha ağır, zehirli bir gaz. Trafik, ısıtma sistemleri, sanayi tesisleri gibi nedenlerden kaynaklanır. Limit değerlerin üzerinde solunması vücudun organlarına ve dokularına ulaşan oksijen miktarını azaltır. Baş ağrısı, dönmesi, mide bulantısı, halsizlik yapabilir ve yüksek dozlarda bilinç kaybı ya da ölümle sonuçlanabilir. Aynı zamanda hava kirliliği seviyelerini de artırır. İstanbul genelinde bazı istasyonlarda özellikle PM10 verileri oldukça yüksek. Bu partiküller solunum yolu ile akciğerlere ulaşıp akciğer ve kalp hastalıklarına neden olabilir.”
ÖLÇÜM DOĞRU YAPILMALI
Karamanlı şöyle devam etti: “Hava kirliliğinin temel sebepleri trafik, kömür, fuel oil kullanımı ve sanayi kaynaklı emisyonlardır. Hava kirliliğiyle mücadelede düşük emisyon değerlerine sahip araçların kullanımı ama daha önemlisi toplu taşımanın artırılması, trafik yoğunluğunun azaltılması, ısınmada kalitesiz yakıt kullanımının önlenmesi, endüstriyel emisyonların izlenmesi ve denetim altında tutulması büyük önem taşıyor. İstanbul genelinde, Bakanlığın izleme sisteminden görülebilen 37 hava kalitesi ölçüm istasyonu var. Bunların hepsi aynı sayıda parametreyi ölçmüyor, verilerin aktarımında da kesintiler olabiliyor. Ölçümlerin doğru yapılması ve aktarımı da hem insan hem çevre sağlığı açısından önemli.”
FARKLI BÖLGELERDE DURUM NE?
cc verilerine göre Maraş, Ordu, Osmaniye, Iğdır’da hava kalitesi ‘hassas’ olarak ölçüldü. İzmir, Balıkesir, Muğla, Antalya, Urfa, Dersim, Van gibi illerde ise hava kalitesi ‘orta’ olarak kaydedilirken Kırklareli, Sinop, Çanakkale gibi illerin hava kalitesi ise ‘iyi’ olarak belirlendi. Farklı illerde hava kirliliğine ilişkin şunlar kaydedildi:
• Temiz Hava Hakkı Platformu’nun verilerine göre havası en kirli olan iller sırasıyla şu şekilde: Hakkari, Şırnak, Batman, Malatya, Maraş, Adana, Osmaniye, Antep, Kilis ve Aydın. Hakkari’de 230 kişi hava kirliliğine bağlı nedenlerle yaşamını yitirdi.
• Erzurum'un yoğun trafik noktalarında sıklıkla ‘sağlıksız’ ve ‘hassas’ hava kalitesi uyarıları alındı. Kritiğe yakın seviyelere ulaşan hava kirliliği, rüzgar gibi doğal yollarla dağılmadığı için insan sağlığını olumsuz etkiliyor.
• Ankara'nın üzerinde son günlerde yoğun bir pus tabakası görüldü. Trafiğin arttığı ana arterlerde ve Yenimahalle, Mamak gibi ilçelerde hava kirliliği yüksek seviyelerde ölçüldü.
• İstanbul’un Kadıköy, Şişli, Kağıthane, Esenyurt ilçeleri hava kirliliğinin en yoğun olduğu bölgeler olarak kaydedildi.
∗∗∗
NEDEN OLUYOR?
Hava kirliliğinin nedenleri arasında küresel iklim değişikliği de önemli rol oynuyor. Hava kirliliğini artıran faktörler şu şekilde sıralanabilir:
• Nüfus artışı
• Çarpık kentleşme
• Fosil yakıt kullanımı
• Endüstriyel tesisler
• Trafik yoğunluğu
• Orman yangınları
∗∗∗
TÜRKİYE’NİN %92’Sİ KİRLİ HAVA SOLUYOR
Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yayımlanan Kara Rapor 2024'e göre dünya genelinde her yıl 4 milyondan fazla kişi PM2,5 kaynaklı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye'de nüfusun en az yüzde 92'si kirli hava soluyor. Bir kişinin, yıllık ortalamada metreküp başına 26 mikrogram PM2,5 kirliliğine maruz kaldığı belirtilirken, bu değer DSÖ’nün kılavuz değerinin 5 katına denk geliyor.
HAVA KİRLETİCİ NEDİR?
Atmosferde kirliliğe neden olan gaz ve parçacıkların önemli kısmı endüstri atıkları, tarımsal ve evsel ilaçlar, trafik ile fosil yakıtlardan kaynaklanır. ‘Hava kirletici’ olarak anılan bu maddelerden bazıları şunlardır:
• Karbon monoksit: Renksiz, kokusuz zehirli bir gazdır. Kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtların yanması sonucunda ortaya çıkar.
• Azot dioksit: İnsan ve çevre sağlığına zararlı, kötü kokulu bir gazdır. Fosil yakıtların yanmasıyla oluşur ve atmosferde sis ya da dumana neden olur.
• PM2.5: Havadaki ince kirletici parçacıklardır. Soluma yoluyla alınır, kalp ve damar hastalıklarına neden olur.
• PM10: Havada bulunan kirletici toz zerrecikleridir. Solunumla akciğerlere ulaşarak iltihaplanmaya, kalp ve akciğer hastalıklarına neden olur.
Kaynak:Birgün.net
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.