Türkiye, tarihi boyunca birçok sosyal, siyasi ve ekonomik değişimle yüzleşti. Bu süreçte ülke, toplumsal adaletin sağlanması ve bireylerin haklarının güvence altına alınması adına bazen demokratik bazen antidemokratik eylemlerle karşı karşıya kaldı. Darbe anayasası olarak bilinen 82 anayasası da bu çalışmalardan biridir. 19 defa değişiklik yapılan anayasanın bugünlerde yeni bir anayasa ile değiştirilmesi gündemde.
Yeni bir anayasa, sadece hukukun üstünlüğünü değil, aynı zamanda toplumsal uzlaşıyı da sağlamalıdır. Türkiye zengin kültürel çeşitliliği, farklı kimlikleri ve inançları bir arada barındırıyor. Bu bağlamda, hazırlanan anayasa herkesin sesini duyurmalı, bireylerin haklarını ve özgürlüklerini güvence altına alıp korumalıdır. Anayasanın her kesimden insanı kapsaması, toplumsal barışın temellerini güçlendirecektir.
Anayasa yapım süreci, katılımcı bir yöntemle gerçekleştirilmelidir. Bu süreçte, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, yerel halk ve farklı toplumsal grupların görüşleri dikkate alınmalıdır. Herkesin söz hakkı olduğu bir ortamda, sadece çoğunluğun değil, azınlıkların da talepleri ve hakları korunmalıdır.
Hukukun üstünlüğü, adalet ve insan hakları temel ilkeleri anayasanın merkezinde yer almalıdır. Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi temel hakların herkes için erişilebilir olması, toplumsal eşitliği artıracak ve bireylerin devletle olan ilişkisini güçlendirecektir.
Adil ve herkesi kapsayan bir anayasa, Türkiye'nin geleceği için bir gereklilik haline gelmiştir. Bu anayasa, toplumsal uzlaşıyı pekiştirecek, bireylerin haklarını güvence altına alacak ve demokratik değerleri koruyacaktır. Gelecek nesillere daha adil bir Türkiye bırakmak için bu fırsatı değerlendirmek hepimizin sorumluluğudur.
Yani kısacası;
(S)ANA'YASA(L) olan (B)ANA'YASA(K) olmamalı.
Yeni dünya düzeninde, yeni anayasa ile güçlü, demokratik, adil bir ülke temennisiyle...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.