Ah !.. Şırnak Ah!..
Ne kadar da yalnızlaştırılmış ve savunmasız kalmışsın...
Bahar gelir toprağına.
Tohum ekilir toprağına, altında tohumlar çürür verim vermez oldu toprağın.
Yaz gelir hasat yapılır, harman yeri boş kalır.
Sonbahar gelir kışa hazırlık başlar,
Kış gelir fakirin, yoksulun derdine dert katar. Kaldın mı derdinle başbaşa...
Yine kaldın yırtık pantolon, yamalı gömlekle, yırtık ayakkabıyla çocuk...
Ekmek kuru, toprak çorak insanlar sevgiye hasret.
Fakir çalışır didinir ne yapsın zengini...
Üstüne çöken kara bulut, lanet grip virüsü de bunun cabası...
Ah!.. Şırnak Ah!.
Bu hikayen hiç eski değil, Kuş bile konmuyor artık pencerenin pervazına,
Doğadan eser yok.
İnsanlar kavramların içini boşaltıkça, hayatın içini de boşaltıp anlamsızlaştırıyorlar.
Nasıl mı?
Adaletin içini boşaltıp, adaleti savunmak gibi,
Vicdanın içini boşaltıp, vicdalıymış gibi görünmek gibi,
Ahlakın içini boşaltıp, ahlaklıymış gibi görünmek gibi...
Hasret kalmış insan bir ağaca, dahası vicdana, huzura, umuda, insanca yaşamaya...
İyi ve kaliteli insanlarla oturup kalkın, yalancı, vicdansız, kıskanç, cahil, cimri, sürekli geçmişi ile ilgili boş hikaye anlatanlardan, egosu yüksek ve her şeye olumsuz bakan kişilerden uzak durun.
Merhametsiz ve sevgisiz insanlara sevginizi de zamanınızı da heba etmeyin.
Gününüz aydınlık, geceniz nurlu, bir çocuğun saf yüreği gibi berrak ve temiz olsun. Karşılıksız sevgi yayılsın özgürce, kardeşçe yüreğinize.
Selam olsun yüreği temiz bütün insanlara!
Kandiliniz ve Cumanız Mübarek Olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.