A-sosyal medya diye adlandırdığım bu sistem gerçekte ve temelinde insanları sosyalleşme adı altında çok uzaklara götüren,
bedenleri evlerinde iken ruhları hayalleri düşünceleri ve kültürleri çok uzaktan gelen mesajlar ile insanları tutkusu altına alan sosyal medya…
Bu sosyal medya dedikleri şey, zamanla tutku tutsaklığına götürür insanı.
Bu elimizdeki küçücük kutulara mahkum olmuş, hürriyetimiz elimizden alınmış, parmaklarımız bile klavye denen kelepçeye mahkum edilmiş adeta.
Gençler, çocuklar hatta bebekler ve en ilginci yaşlı dedeler ve nineler hepsinin elinde bu a-sosyal medya ile hisleri duyguları hayalleri esaret altına alınmış.
Sadece bu kutudan verilen ulusal ve uluslararası mesajlar ile insanların hepsi tek tip, tek düşünce, tek giyim, tek gıda, tek inanış, tek düşünce…
Herkesin çobanı olmuş bu sisteme insanlar köle edilmiş.
Hür duygu ve düşünceler ile kendisini bulamayan insanlarımız.
Dünyanın en ücra köşesindeki kültürler ile Anadolu'muzun en ücra yerlerindeki köylerde bile gençlerimiz, çocuklarımız o empoze edilen tarz ve hayatın özentisi ile yetişmektedir. Toplumun geçmiş ile olan köklü bağları yerle yeksan edilmektedir.
Dedesini, ninesini beğenmeyen, onlarla yürümeye bile utandırılan torunlar, kuşaklar arası zihniyet ve giyim farkı ile birbirine karşı yabancılaşan insanlar.
Geçmişte olan köklerimizden doğan kültürümüzün geri kafalı cahilce olduğunu bize el altından süslü sözler ve süslü bedenlerle yanlışmış gibi anlatan bu sistem.
Zamanın Nemrutları, Firavunları insanların ölümüne ve yaşamasına bile karışabileceğinin cürettinde bulunanlar.
Musa ruhlu gençleri, düşünceleri ile zehirlemeye çalışan bu sistem ve bunun en güçlü, atom bombasından bile güçlü etkiye sahip sosyal medyaları ile toplumun manevi kalplerine hastalık zerk edenler.
Evet Bizler ve sizler, tüm Anadolu'nun ve Asya'nın cihanbaha insanları gerçek özümüze ve gerçek kültürümüze sahip çıkmalıyız.
Selahattin Eyyubi'nin cengaver torunları Fatih Sultan Mehmet Han'ın
yiğit evlatları Avrupa'nın ve onlardan beslenen dallarının bize uzattığı bu zehirli meyvelerini gönül toprağımıza almamamız lazım ki zehirli sarmaşık gibi her tarafımızı zehirlemesin.
Yeniden ve yine Anadolu'nun evlatları olarak zulme dur deme vaktimiz gelmedi mi?
Bizi köleleştiren, hür duygu ve düşünce yapımızdan uzaklaştıran bu sistemin üyesi olmayı ne zaman bırakacağız…