Ceyhan ERENER-GÜNDEM

Ceyhan ERENER-GÜNDEM

Gösteriş Budalası Bir Toplum Olduk

Gösteriş Budalası Bir Toplum Olduk

Kunduracı mezurasıyla, terzi kundura kabıyla, balıkçı kalemiyle, ressam ise ağlarıyla uğraşmalı derler!

Yanlış okumadınız bu satırlarda bir terslik yok terslik asıl bizim söylem ve eylemlerimizin uyuşmamasında.

Zamlardan şikayetçi olan ev sahipleri kiracılarına zam yaparken hiç insaflı olmuyor. Araç fiyatlarına isyan eden vatandaş aracına elli bin ekleyip satışa sunarken isyanını hiç belli etmiyor. Örnek olması gereken insanlardan bir parti başkanı milletine sürtük der, diğeri hareket çeker, diğerinin yardımcısı şehit yakınlarına küfreder, bir diğeri konuşursam kimse insan içine çıkamaz der… daha saymaya gerek yok çünkü saymakla bitmez bu örnek olamayan örnek insanlar.

Deprem olur ev kiralarını arttırırız, kıtlık olur mal stoklamaya başlarız, ramazan ayı gelir gıdalara zam yaparız. Dolar artar fiyatlara yansıtır dolar düşer fiyatları düşürmeyiz. Bilmediğimizden değil ha işimize gelmediğinden.

Ama lafa gelince bizden daha ahlaklısı, daha dürüstü daha vatanperveri yoktur.

Evet konuşmayı seven bir milletiz, siyasetçilerimizden esnafımıza, öğretmenlerimizden doktorlarımıza, ev hanımlarımızdan ilahiyatçılarımıza kadar konuşmayı çok seviyoruz. Hem de öyle güzel konuşuyoruz ki, mangalda kül bırakmıyoruz. Her birimiz mükemmel birer hatibiz. Konuşuyoruz ama ne konuşuyoruz? Kusura bakmayın ama hepimiz boş konuşuyoruz. Eğer boş konuşmuyor olsaydık millet olarak bu kadar ahlak yoksunu olmazdık.

SMA hastası çocuğu için elinde ağlaya ağlaya bağış kutusuyla para isteyen kadını nasılda görmezden gelebiliyoruz. Orada bir sporcu ya da şarkıcı olsa para toplasa hepimiz yüzer lira bağışlarız ama o annenin göz yaşları bir lira etmiyor gözümüzde neden çünkü ortalarda kameralar yok.

Bizim en büyük sorunumuzda bu bence ağzımızın iyi laf yapması, iyi birer laf cambazı olmamız. Lafa gelince mangalda kül bırakmıyoruz. Bizleri dinleyenler vay be ne kültürlü ne bilgili ne iyi insanlar var bu hayatta diyorlar. Zaten desinler diye yapıyoruz. Ancak uygulamaya gelince hepimiz bencil birer varlığız.

Kafamızı kurnazlığa, kolay yoldan zengin olmaya, fırsatçılık yapmaya kullanıyoruz sadece.

Yanlış anlamayın bunları yabancılara da yapmıyoruz ha komşumuza, akrabamıza, din kardeşimize yapıyoruz.

Bakın size hepinizin bildiği derviş ve kuşun hikayesini kısaca anlatayım:

Günün birinde bir kuş Hz. Süleyman’a gitmiş ve bir dervişin kanadını kırdığından yakınmış.

Hz. Süleyman dervişi huzuruna getirtip sormuş:

- niye bu kuşun kanadını kırdın?

Derviş cevap vermiş:

- Efendim, ben bu kuşu avlamak istedim, kaçmadı. Yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacakken kaçmaya çalıştı. Oysa ona kaçması için fırsat vermiştim, fakat o bekledi.

Hz. Süleyman kuşa dönmüş:

-bak, derviş haklı. Sen niye kaçmadın? sinsice değil göz göre göre yaklaşmış. Sen rahatça kaçabilirdin.

Kuş, şöyle cevap vermiş:

- Efendim, ben onun derviş kıyafetine aldandım. Dervişler hiçbir canlıya zarar vermez diye biliyordum. Avcı olsaydı hemen kaçardım.

Hz. Süleyman bu defa kuşu haklı bulmuş. Askerlerine emretmiş:

- hemen bu dervişin kolunu kırın!

Kuş o anda:

- sultanım, böyle yapmayın! demiş. Bunun kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapmaya kalkar. Siz bunun derviş kıyafetini alın ki benim gibi kuşlar aldanmasın!

Kıymetli dostlar görüyorsunuz değil mi hikâye bizi ne güzel anlatmış; arkadaşlarımızı, dostlarımızı, sevdiklerimizi, komşularımızı, akrabalarımızı ve fırsat bulduğumuz herkesi kandırıyoruz. Tatlı sözlerimizle, güzel görünüşümüzle, saçımızla, sakalımızla, dindar görüntümüzle kandırıyoruz. Kendimize taktığımız: dürüst kişi, cömert adam, Müslüman insan lakaplarıyla aldatıyoruz.

Yediğimizi, içtiğimizi, giydiklerimizi, son model telefonlarımızı, arabalarımızı gezdiğimiz tozduğumuz ünlüleri her fırsatta insanlara nispet yapar gibi sosyal medyalarda paylaşıp beğeniler toplamaya çalışıyoruz. Eskiden yeni bir şey aldığımızda arkadaşımız görecek mahcup olacak diye ödümüz kopardı. Saklardık.  

Nasıl böyle bir toplum haline geldik akıl alır gibi değil!

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Ceyhan ERENER-GÜNDEM Arşivi