Milletvekillerine Maaş Vermeyin!
Hoca’nın birine borcu varmış. Ancak Hoca’nın ödeyecek durumu yokmuş. Sürekli adamı oyalıyormuş. Adam bir gelmiş, iki gelmiş artık üçüncüye gelince kızmış:
“Hocam, artık ver şu bizim paraları” demiş.
"Hay hay..." diye gülümsemiş hoca; alacaklısını evin kenarına götürmüş. Yol kenarında toprak taze kazılmıştı. Hoca adama bunları göstermiş:
"Bak, şu yeni kazılan yerleri görüyorsun ya?" demiş.
"Görüyorum..."
"İşte oraya diken ektim. İnşallah baharda o dikenler çıkacak, büyüyecek... Yoldan koyun sürüleri geçecek. Koyunların tüyleri dikenlere takılacak, ben o tüyleri toplayacağım, eğirip iplik yapacağım, o ipliği satacağım ve senin paranı ödeyeceğim..."
Adam bunu duyunca sinirinden basmış kahkahayı. Hoca:
"Seni köftehor seni," demiş, "gördün peşin parayı gülersin tabi"
Kıymetli dostlar inanın bizim durumumuzun da bundan bir farkı yok. Tencerede aş yok muhalefet çıkıp belge açıklıyor. Zamlar almış başını gitmiş, hükümet yok filanca başkan balıkçıda yemek yedi diyor. Ülke kavimler göçünün merkezine dönmüş biz yatıyoruz bay kemal kalkıyoruz bay kemal. Kar kış günü insanlar çaresiz, biz muhalefetle iktidarın kavgalarıyla uğraşıyoruz.
SMA hastası çocuklar için her gün yardım toplamak için insanlar çırpınırken milletvekillerinin maaşlarına zam yapılması konuşuluyor. İşsizlik, yoksulluk, istikrarsızlık, çaresizlik boyumuzu aşmış biz her gün görev değişikliği yapan kurumların, iadeyi ziyaretleriyle havada uçuşan hediyelerini, çiçeklerini izliyoruz.
Üretim sektörlerimizin enerji tedarikinde sorunlar var. Muhalefet ben demiştim söyleminde. Şiddet, kavga, ölümler hayatımızın göbeğine oturmuş biz bir çocuğun kindar söylemini günlerdir tartışıyoruz.
Redbull markasının Türkiye’de bir yetkilisi çıkıp haddi, bilgisi ve aklı olmadan Hakkâri ilimizi Türkiye’nin en tehlikeli ili olarak ilan ediyor. Öncelikle bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olursanız olacağı budur. Ya sen ne ara ülkenin tüm illerini gezdin de böyle bir yargıya vardın. Biz doğu insanları üzerimize çöken önyargı kara bulutlarını yıkmak için kendimizi paralıyoruz. Haritada Hakkâri’nin yerini göster desen bulamayacak biri çıkıp insanların aklını bulandırıyor.
İstanbul’da hayat felç olmuş biz İmamoğlu’nun balık yemesini konuşuyoruz. Yahu bu adam kepçe operatörü de bizim mi haberimiz yok. Bırakın ne yapıyorsa yapsın işini aksatmadıktan sonra balıkta yesin, kuzu da kessin. Eğer ki görevini aksatmışsa da hatalarını tabiki konuşalım.
Ülkeye hiç durmadan kalifiyesiz bir göç gelirken aralıksız olarak da nitelikli bir göç gidiyor. Doktoru, öğretmeni, mühendisi, öğrencisi her fırsatta kaçıyor. Telafisi olmayan kayıplar var ortada bunu konuşan yine yok.
Ülkenin güney bölgeleri yılın büyük çoğunluğunu güneşli olarak geçirmektedir. Oraya yapılacak güneş enerji projeleri enerji problemimizi ilerleyen zamanlarda çözecek potansiyele sahip ama kimse elini taşın altına koymuyor.
Muhalefet her şeyin ucundan gösterip hiçbir şey vermiyor. Tamam iktidar değilsiniz ama kusura bakmayın bostan korkuluğu da değilsiniz. Koskoca TBMM orada gidin uğraşın, çabalayın. İlla tüm keramet seçimlerde mi, seçim olursa şöyle, seçim olursa böyle, hayır kimse bunu kabul etmiyor. Bize bugün gösterin birliğinizi bütünlüğünüzü; tartışmaya, kavgaya, hakarete inanın bu millet doydu.
Acil olarak muhalefet ve iktidar kucaklaşmalı.
Sizi temin ederim, bu işten kimse zarar etmez.
Herkes tutturmuş bir seçim önerisi. Hayır bu milletin daha fazla dayanmaya gücü kalmadı. Tarım, sanayi, savunma, adalet, eğitim gibi daha birçok konuda toplumun önderleri bir araya gelip tek vücut olmalı. Tarım alanları sınırsız, hayvancılık imkanları bol, çiftçilik yapacak nitelikli elemanlar var. Bizim tek bir eksiğimiz var o da: birliğimiz ve bütünlüğümüz.
Kaynağımız mı yok! Vekillerimize maaş vermeyin, (çok mu ihtiyaçları var. Hiç sanmıyorum.) İsraf yapmayın, kurumların harcamalarını kısın; kimse kimseye hediye, çiçek alıp vermesin, kullanmadığınız araçları elden çıkarın…
Peki biz millet olarak ne yapalım: İşimizi doğru düzgün yapalım, kalan vaktimizde evimizde oturup ayaklarımızı uzatıp kahvemizi içelim. Bizden daha fazlasını beklemeyin, gerçekten bu millet yoruldu. Fedakârlık yapmaktan, aç kalmaktan, kemer sıkmaktan, kavga ve atışmalarınızı izlemekten…
Bir gün de siz elinizi taşın altına koyunda, bu millette gün yüzü görsün.
Bir gün de siz faturaları dert edinin, siz hastanede sıra bekleyin, siz aç kalın, siz çaresiz kalın..
Belki o zaman bu fakir halkın halinden anlarsınız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.