Mustafa UÇAR

Mustafa UÇAR

Şırnak İçin Geleneksel Belediyecilik Mi? Yoksa Sosyal Belediyecilik Mi?

Şırnak İçin Geleneksel Belediyecilik Mi? Yoksa Sosyal Belediyecilik Mi?

Belediye Başkanı seçimlerinde genel olarak, toplumsal faydadan ziyade da, grupsal, çıkarcı, “benden olsun da nasıl olursa olsun” anlayışıyla hareket eden bir zihniyetin hakim sürdüğünü söylemek mümkündür.

Zira, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana 100 yıl geçmesine rağmen kent hizmeti kültürünün hala yerleşmediğini görüyoruz…

Herkesin dilinde memleket, memleket sözcükleri; ancak görünen o ki daha bir arpa boyu yol alamadık.

Peki, ey Şırnak halkı! Sormanızı isterim kendinize; bu toplumsal dağınıklık daha nereye kadar devam eder böyle?

Madem ki herkes Şırnak sevdalısı o zaman; aydını, işçisi, hamalı, köylüsü, zengini, sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları, kanaat önderleri yani toplumun bütün katmanları ile yan yana gelmeli ve ortak akıl çerçevesinde 'ben' kavramından sıyrılarak 'biz' kavramını benimsemeli, bir toplumsal kararla hakka hukuka inanan eşitlikçi, adil, kapsayıcı, çoğulcu, liyakate önem veren, grupsal ve yandaşçılıktan uzak öngörülü bir aydını seçmenin zamanı gelmedi mi?

Bence geldi de geçti bile… Neden mi?

Belediye repertuarında çok değerli isimler olmasına karşın Şırnak'ın sosyal, kültürel ve ekonomik olarak geri kalmışlığına vurgu yaptık. Şimdi gelelim halkın süre gelen öğrenilmiş çaresizliğini, kaderciliğini fırsat bilip, kapalı kapılar arkasında plan programlar çizenlere geçit vermeyelim.

Öyle bir belediye başkanı seçin ki, halkla iç içe olsun halkla aynı havayı teneffüs etsin, şehirde yaşayan her bireyin taleplerini dinleyebilen dertlerine ortak olan biri olsun.

Daha doğrusu halk gibi düşünen, halkla birlikte yürüyen sosyal bir belediyeciliği benimseyip uygulayan biri olsun.

Peki küresel anlamda sosyal belediyecilik nedir?

Sosyal belediyecilik kavramı temelde sosyal risk gruplarına ve dezavantajlı kesimler olarak ifade edilen kadınlara, çocuklara, yaşlılara, yoksullara, işsizlere ya da etnik kimlik, cinsiyet, göçmenlik gibi nedenlerle toplumdan dışlanmış gruplara yönelik hizmetler sunulmasıdır.

Peki Şırnak'ta sosyal belediyecilik nasıl anlaşılıyor?

Maalesef Şırnak'ta bu kavram, ekip oluşturup düğün ve taziyelere gitmeye, kaldırımların sürekli olarak yeniden yapılması, durakların yenilenmesi, yandaşlarını liyakat gözetilmeden işe alma gibi işlere indirgenmiştir. Bu zihniyet ve anlayış her hangi bir partiye özgü değil, tüm partilerde hakim görüş ola gelmiştir. Bu anlayış üzülerek söyleyeyim ki her dönemde Belediye hizmetine hâkim olan anlayış olmuştur. Makama kim oturursa otursun değişmeyen bir hizmet anlayışı bu olmuştur.

Peki, halktan tamamen uzak olan bu anlayış, Belediyeye neden ve nasıl hâkim olmuştur? Öncelikle iğneyi kendimize batıralım sonra da çuvaldızı başkasına; zira bir hadisi şerifte “nasıl olursanız öyle yönetilirsiniz” der… Bu aynı zamanda bir realitedir. Biz Şırnak'ı geleceğe arzuladığımız bir yere taşıyacak, Şırnak''ı karşılıksız gerçekten içten gönülden seven, Şırnak'ın modern bir kent kültürüne kavuşması için bütün enerjisini harcayan bir Belediye Başkanı görmek istiyoruz.

Hepimiz, çocuğumuza veya yanımızda çalıştırdığımız bir işçiye verdiğimiz bir görevin yerine getirilip getirilmediğini ısrarla takip ederken, bir şehri yönetme görevi verdiğimiz insanların da görevlerini yapıp yapmadıklarını denetlemek halkın görevidir. Ancak halk olarak bu görevi yapmıyoruz denetlemiyoruz. Zaten seçtiklerimizde buna yanaşmıyorlar. Birini seçiyoruz, sonra o her şeyi bizim adımıza yapıyor. Belediye Meclisi kavramı bir isimden öteye gidemiyor. İşte kaybetmemizin gerçek nedeni de bu...

Sadece, kahve ve şehrin karanlık köşelerinde burası yıkılmasın, şurası kapanmasın diye serzenişte bulunuyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse yüz yüze konuşmaktan, yüzleşmekten kaçınıyoruz.

Bu amaçla diyoruz ki; Belediye yönetimlerinin daha verimli çalışıp hizmet verebilmesi ve şeffaflık ilkesi gereği, aralarında bürokrat, akademisyen, entelektüel, sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşları temsilcileri, esnaf, şehir eşrafı ve ileri gelenlerinden oluşan en az 25 -30 kişilik bir "Kent Konseyi" kurulmalıdır.

Belediye yönetimini çalışmaya motive edecek, alınan kararların geçerliliği olacak ve sivil düşünen, eleştirilere açık, kişisel çıkarlardan çok memleketin beklentilerini önemseyen böyle bir oluşumun önünde kimse duramaz. Hatta bu şehir konseyi sadece ilimizdeki belediye çalışmalarını denetleyen bir mekanizma olmaktan çıkıp, ildeki eğitim, sağlık, sosyal kültürel faaliyetlerden yatırıma kadar her alanda varlığını hissettirecektir.

Konseyin hiçbir kişisel çıkar gözetmeksizin, istişare sonucu alacağı kararlar doğrultusunda merkezi yönetim ile Şırnak arasında mekik dokumalıdır.

...Ve diyoruz ki devasa sorunlarla boğuşan Şırnak, iyi bir belediye başkanı yönetiminde; bürokrat, akademisyen, entelektüel, aydın, sivil toplum örgütlerinden ve meslek kuruluşlarından gelen, toplumsal çalışmalarda uzmanlaşmış eğitimli ve donanımlı insanların oluşturulacağı bir belediye meclisi ancak Şırnak'ı geleceğe hazırlaya bilir.

Peki, siz ne dersiniz? ŞIRNAK halkı?...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa UÇAR Arşivi