Sevgili okurlar, değerli dostlar; nereden ve nasıl başlayacağımı bilemiyorum çünkü sözün bittiği yerdeyiz. Rakamla, şiddetin sosyolik, ekonomik, cinsiyetçilik vs vs şekilciliği ve safsatasına değinerek olayın başka taraflara çekilmasini istemem. Silopi'de meydana gelen son canilik, hayatının baharında olan, hayat dolu, gencecik bir insanı aramızdan aldı. Bu ve buna benzer canilikler artık fevri olarak kabul görmemeli ve herkes tarafından lanetlenmeli. Bu yeter mi? hayır. Bu caniler hukuk çerçevesinde en ağır ceza ile cezalandırılmalı.
Artık sayısını bile karıştırdığımız boyutlara vardı bu tür vahşetler. Bu hayattan koparılan kaçıncı kadın? Elbette syısal olarak düşünmek o caninin yaptığı kadar ağır bir hakkaretir. Evet Silopi'de canice katledilen Gülizar Yıldız kadın cinayetlerinde sadece sayı değil olmamalı da. Çünkü, birinin kızı, diğerinin bacısı, birinin sevdiği, ötekinin yeğeni, bir diğerinin ablası gibi gibi... herşeyden önemlisi bir insan...
Toplumsal olguların dayattığı cinsiyetçi rol paylaşımı, öncelikle aile olmak üzere toplumun tüm katmanlarını etkiliyor. Bu durum, aile içinden topluma yayılan bir kabus ve kadının üzerindeki baskıyı artırıyor.
Sosyo-ekonomik alanlarda kadınların dışlanması, onları ikincil sınıfa yerleştirerek temel hak ve özgürlüklerden mahrum bırakıyor; bu durum eğitim, sağlık ve iş hayatına katılma fırsatlarını da kısıtlayarak kadınları fırsat eşitsizliğine maruz bırakıyor. Fakat tüm bunlar işlenen cinayetlerin yanında devede kulak bile değil. Bir yaşım sona erdirilmesi bu dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir dinde, hiçbir kültürde kabul edilebilir değildir.
Lütfen kendimize sahip çıkalım evet kendimize. Biz sağlıklı düşünmez, sağlıklı davranmazsak kimseden de birşey bekleyemeyiz.
Bu ve benzeri canilein en ağır cezaya çarpıtılması gerektiğini net dile getirmekle beraber, olayı şiddetle ve nefretle kınıyorum.
Gülizar kardeşimize Allah’tan rahmet, ailesi ve tüm sevenlerine baş sağlığı ve sabır diliyorum..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.