Dün akşamdan beri ülke gündemine de, bizim gündemimize de bomba gibi düştü Bismil. Belki ölü sayısının fazla olması, belki de sivillerin elinde olmaması gereken silahların kullanılması olayı bu kadar gündemleştirdi. Hepsi birer etken tabiki, ama benim gündemine taşıyan bu tarz tarla, sınır, kavgalarının malesef Diyarbakir, Urfa, Mardin gibi kentlerimizde gün geçtikçe artması ve buna dur diyecek mercilerin ise ısrarla kulaklarını tıkayıp çözüm üretmemeleri. Kürt Memedin anasını görmemesinden, Kürt Memetler birbirini öldürsüne evrildik şüphesini doğuruyor bende. Sadece basına düşen böyle çok kayıplı onlarca vaka var bölgede. Haydi toprak sorunları bin yıllık mesele ucu hepinize değiyor sayin yetkin ve yetkililer ya bireysel silahlanma. Herşeyden öte sayın içişleri bakanına sözüm; okuduklarımız doğruysa bu insanların elinde AK47 ve kalaşnikof gibi silahların ne işi var? ne amaçla taşıyorlardı? neden verildi? Bölgede sivil yada korucu kimlere asker ve poliste olması gereken bu tür silahlar verildi. Devlet vatandaşının güvenliğinden sorumludur güvenlik acziyeti, zafiyet mi var ki bu kadar sivil silahlı var bölge de? Ya da şüphem de haklımıyım? Bir çağrımda bölge vekillerine parti ayırt etmeksizin ve barolara, sivil topluma, gazetecilere, hepimiz, hep birlikte mücadele etmeliyiz bu cehaletle. Yetmez mi bu kadar öldüğümüz? Yetmedi mi bunca acı? Daha kaç kez 5’er, 10’ar ölmeliyiz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.