
Yüksel BAYAR
İki Tane Merhaba Buldum
Bu sabah evden çıkar çıkmaz kapı önündeki küçük çöp kutusunun etrafında, okula sabahın erken saatlerinde giden binamızın yaramaz, bir o kadar da tatlı çocukların bayramdan kalma şeker kağıtları duruyordu.
Belli ki sabahı şekerle karşılayıp okulun yolunu tutmuşlar.
Kağıtları toplayıp çöpe attıktan sonra yan tarafta duran ağacın üstünde rüzgârdan dolayı uçan ve ağaca konan tişörtümü annemin balkon korkuluklarından iple sarkıttığı poşete bırakarak
çarşının yolunu tuttum.
Eski mahallemde balkon ipine gerek yoktu. Çünkü tek katlıydı evler ve çocuklar gelip mutfak penceresinden su isteyebiliyorlardı.
Her neyse…
Çarşıya doğru giderken yolumun üstünde beni bekleyen küçük bir sürpriz vardı. Poşeti açılmamış bir şeker duruyordu. Sanırım sabahın erken saatlerine okula giden küçük bir çocuğumuzun cebinden düşmüş, diye tahmin ediyorum. Şekeri alıp küçük bel çantama bıraktım. Tekrar yoluma devam ettim. Ana caddenin üzerinde ki trafik yoğunluğu dikkatimi çekti. Birde kibirli ve sabırsız araç şoförlerinin yol üzerinde birbirleriyle olan yol verme kavgası ve dur durak bilmeyen korna sesleri. Yolu, herkes kendi üzerine ipotek edercesine kimsenin kullanmasına müsaade etmiyor gibi yüz halleri vardı. Yolun kenarında yürüyen insanların belirsiz yüz ifadeleri de gözümden kaçmıyordu. Herkes bir garipti. Kaldırımlar ve yolun etrafındaki binalarda çok garipti. Aslında garip değil de sadece binaydı gözümde.
Şırnak Belediyesi'nin yeni binası ve önünde yapılan maden emekçilerinin heykeli ve heykelin tam karşısındaki mahallede babaları ve çocukları maden göçüklerinin altında kalıp, yaşamını kaybeden ailelerin yaşamış olduğu ve bir türlü uyum sağlayamadığı koca koca binalar.
Binaların önünde ise çocukların en doğal oyun hâllerinden onları uzaklaştıran yapay oyun bahçeleri. Telli araba ya da beş taş vb. oyunların eksikliği ile büyüyen çocuklar.
Yola devam ediyorum.
Sanat sokağının girişinde yoğun bir araç yığını park edilmiş bir şekilde, tekerlekli sandalyesi ile her gün sanat sokağına gelen Abdullah ve Sabri'nin yolunu dahi kapatmışlar. Onların yolunu kapatan kırmızı renkli otomobile sert bir tekme atıp sanat sokağına bıraktım kendimi. Halka tatlı satan Mehmet ve zabıtalardan kaçıp sanat sokağında Bitlis'in Hizan ilçesinden ceviz getirip satan sokak satıcısı gözüme merhaba diyen ilk kişilerdi. Eve iki güzel merhaba ile dönerim umarım.
Sarı Kırmızı Civciv
17 Ağustos 2025 Pazar 09:59Bazı hikâyelerin devamı yıllar sonra yazılır
12 Ağustos 2025 Salı 18:46Z kuşağı
31 Temmuz 2025 Perşembe 15:48İfade edecek bir şey bulamıyorum
26 Temmuz 2025 Cumartesi 09:50Petrikor
30 Haziran 2025 Pazartesi 09:42Elon Musk'u Takımımıza Aldık
28 Haziran 2025 Cumartesi 15:10Bu şehrin biraz tebessüme ihtiyacı var
26 Haziran 2025 Perşembe 09:49Edebi hoyratçılık
22 Haziran 2025 Pazar 09:49Feodalite üstü bir konu bu
14 Haziran 2025 Cumartesi 21:52Dünyaya Modern Çıplak Olarak Değil, Üryan Olarak Geldik
13 Haziran 2025 Cuma 09:17




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.