Yıl 1988 aylardan mart günlerden 16 ......

Yağan yağmurun toprağa verdiği içten canlılık ve tepelerden esen mayhoş koku ile uyandı yeryüzü....

Ama bu tarih Kürt tarihinde başka kokuyordu...

Henüz neyin ne olduğunun farkında olmayan küçük kürt çocuğunun annesine seslendiği gibi" Dayé béhna séva té" Anne elma kokusu geliyor."

Evet Diktatör Saddam'ın uçakları Halepçe’yi bombalıyordu...

Kimi insanları uykuda kimisini bağ ve bahçede kimisini de masa başında yakalamıştı...

Her kes sığınacak bir yer arıyor sağa sola koşuşturuyor...Ve hepsi de şaşkın...

Çevreyi elma kokusunu andıran bir koku, çevreyi kaplamış, hızla çevreye yayılıyordu. Ve koşuşan insanlara fırsat vermeden birden yere yığılmalarına sebep oluyordu.

Anne, baba,çoluk çocuk neye uğradıklarını anlamadan yaşama birden veda ediyordu...

Evet Saddam diktatörünün kimyasal silahları

o gün binlerce kürdün ölümüne bir o kadar da ölümcül hastalıklara yakalanmasına ve binlercesinin de sakatlanmasına neden olmuş...

Dünya sessiz...Ve seyrediyor. Olayı bir iki parlak ve kandırmaca sözlerle geçiştiriyordu.

Saddam’ın zulmünden ve Kimyasal silahlardan kaçan on binlerce Kürt, Türkiye sınırlarını açmış, gelen insanlara yardım elini uzatmış onlar için barınak ve yiyecek vb. Temin etmeye çalışıyor.......Ve insanlık tarihine kara bir leke olarak böyle geçti...

Zalimler İçin Yaşasın Cehennem.

Kahrolsun Emperyalistler...

Kahrolsun diktatörler.

Yaşasın insanlık...

Yaşasın kardeşlik...

"Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun".. (Araf 7/44)