Prof. Dr. Nurullah AGİTOĞLU

Prof. Dr. Nurullah AGİTOĞLU

RİYÂSIZ İBADET: ORUÇ

İslam’ın temel rükünlerinden biri olan oruç ibadetinin asıl amacı kulları takvaya ulaştırmaktır. Bütün organlar üzerinde etkisi vardır, orucun. Âdeta hepsine aynı anda tek bir komutla talimat verir. Oruç sadece aç kalmak ve susuz kalmak değildir. İşte bu çok yönlü ve işlevsel özelliğiyle insanı kestirmeden takvaya ulaştırma gücüne sahiptir. Orucun takvayla ilişkisine bizzat Kur’ân-ı Kerîm’de “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız ve takvaya erişmeniz için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” (el-Bakara, 2/183–184) şeklinde işaret edilmektedir. Takvaya giden önemli bir yolun oruçtan geçtiği unutulmamalıdır.

Oruç ibadeti, insana iftar ve sahur ile, kılınan teravih namazlarıyla, diğer ibadetlerle hayatı disipline etme imkânı tanır. Bu durum, oruç ibadetinin ‘Ramazan Mektebi’nin önemli bir dersi olduğu gerçeğine delalet eder. Öyle bir ders ki hem çok iyi anlaşılması ve kavranması gerekir hem de yıl boyu devam edecek bir bilinç kazandırır. Gerçek anlamda ve takvaya eriştirecek bir orucun böyle olması gerekir.

Ramazan ayı rahmet ve mağfiret iklimi olduğundan, bir taraftan günah işleyen insanlara affedilme ümidi ve fırsatı sunmakta diğer tarafta da insanlar arası merhamet ve şefkati yaygınlaştırmaktadır.

Oruç ibadetini diğer ibadetlerden farklı kılan bir özellik de içine kolay kolay riyanın karıştırılamayacağıdır. Zira bazı ibadetlerde kullar, gösteriş ve riya amacı güdebilirler. ‘İnsanlar beni namaz kılarken görsünler de ne güzel namaz kılıyor desinler’ diye namaz kılınması mümkündür. Zekât verirken ‘biraz da havamı atayım, ne kadar hayırsever biri olduğumu görsünler’ düşüncesiyle hareket edenler pekâlâ çıkabilir. Bu durum nefsin de çok hoşuna gidebilir. Bu gibi durumlar -düşük ihtimal veya değil- yaşanabilir. Ama sıra oruca gelince, şunu unutmamak gerekir. Oruca riya karıştırılması çok zordur. Bir insanın hele hele uzun ve çok sıcak olan yaz aylarında günde 17-18 saat kendini aç ve susuz bırakması ve bunu da gösteriş için yapması imkânsız gibidir. İşte burada ‘İnsanın bütün amelleri kendisinindir ama oruç hariç, oruç benim içindir ve onun mükafatını ancak ben veririm’ (Buhârî, “Savm” 9; Müslim, “Sıyâm” 163) kudsi hadisinin anlamı daha iyi anlaşılmaktadır.

Orucun riya barındırmamasından da çok şeyler çıkarmak gerekir. Amelleri boşa çıkaran, değersizleştiren riya gibi davranışlar nasıl oruçla törpüleniyorsa oruç tutan mümin bu dersi de iyi kavramalı ve yıl boyu unutmadan hayatında tatbik etmelidir.

Oruç sadece riyadan korumaz insanı, bütün kötülüklerden muhafaza eder, etmelidir. ‘Orucun kalkan’ olduğuna vurgu yapan Hz. Peygamber’in (sas) bu tespiti ancak böyle tecelli eder. Yani hem insan oruç tutmalı hem de oruç insanı tutmalı ki kötülüklerden uzak dursun. Yaklaşmaması gereken şeyler sadece yeme-içme olmamalıdır. Yalandan, gıybetten, kul hakkı yemekten, haksızlık yapmaktan da uzak durmalıdır. Bunu yapmadığı takdirde eline geçecek şeyin yalnızca açlık ve susuzluk olacağı uyarısını yapan da Resulullah’tan (sas) başkası değildir. (İbn Mâce, “Sıyâm”, 21)

İnsanın yaratılış gayesi olan ibadetin çok yönlü bir şekilde mümini eğitmesi ve onu koruması belki de en çok oruçta kendini gösterir.

Oruç tutan kendini bilir. Oruç tutan Rabbini bilir. Oruç tutan mümin kardeşini bilir. Oruç tutan Cenab-ı Hakk’ın -tabiri caizse- açık çek vererek sevabının sadece kendisi tarafından verileceğini bildirdiği müthiş bir ibadetle yoğrulur. Bütün organlarıyla ve tüm benliğiyle Allah’a teslim olmanın manevi hazzını yaşar. Rabbim bizleri hakkıyla oruç tutup bu manevi lezzeti tadanlardan eylesin.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Nurullah AGİTOĞLU Arşivi

SABIR

17 Nisan 2025 Perşembe 09:03