Leyla EDİŞ
Engelliler Haftası Üzerine…
“Kişinin gerçek körlüğü, kalbindedir.” – Hz. Ali
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü geride bıraktık. Yine konuşuldu, yine paylaşıldı, yine birkaç saatliğine farkındalık ürettik sandık. sonra sessizce dağıldık. Oysa farkındalık, bir günle sınırlanıyorsa adı sadece alışkanlıktır. Biz unutana kadar görünen, sonra sessizce kaybolan bir tebessüm… Engelliler Haftasının bize hatırlatması gereken şey belki de konuşmak değil; görmek. Gerçekten görmek.
Bir insanın omuzundaki yükü, sessiz mücadelesini, saklı gücünü fark edebilmek...
Bir adım atmak için harcanan on adımlık çabayı, biz fark etmediğimizde bile sürdürdükleri o ince sabrı…
Geçen hafta bir genç gördüm, tekerlekli sandalyesiyle yüksek bir eşiğe takılıyordu. Kapı dardı, eşik yüksekti. Birkaç kişi yardım etti ama kalabalığın çoğu sadece baktı. Gördü ama görmedi. Duydu ama hissetmedi. Görmek ile bakmak arasındaki fark tam oradaydı. O an Hz. Ali’nin sözü zihnimde yankılandı: “Kişinin gerçek körlüğü, kalbindedir.”
Ve ben o an anladım: en ağır engel beton değil, ilgisiz bakışlarmış. En çıkmaz yol rampa değil, duyarsız kalplermiş. Engeli doğuran kader değil; görmeyen göz, uzanmayan el, kilitli kalpmiş meğer… Bir eşik bazen sadece bir taştan ibaret, ama o taşı kaldıracak bir yürek eksikse, işte gerçek engel orada başlıyormuş.
Şırnak bu gerçeği bilir ve Şırnak’ta büyüyen de bilir. Bu şehir çok yandı, çok yıkıldı, ama her defasında küllerinden yeniden doğup ayağa kalktı. Bu yüzden engelli bireylerin hayat mücadelesi bana hep Şırnak’ın direncini hatırlatır. Tıpkı engelli bireylerin her gün yeniden güç toplayarak ayağa kalkması gibi. Onların direnci bana hep bu toprakların yeniden doğuşunu hatırlatır.
Yeniden başlama cesaretini.
Düştükçe doğrulmayı.
Acıya rağmen yürümeyi.
Engelliler Haftası, takvimde bir sayı değil; vicdanımızda bir sınav olmalıdır. Bu sınav her gün sorulur. Ve cevabı sadece bir davranışla verilir:
Engelleri kaldırmak için el değil, önce yürek gerekir.
Unutulmamalı…
Bir kapıya rampa koymadıysan engel hâlâ orada duruyordur.
Şırnak’ın ruhu bunu anlayacak kadar güçlüdür.
Geriye sadece bir adım kalır…
Sadece bir adım…
Belki de bizim atmaktan korktuğumuz bir adım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.