Sorularla Yetinmek İstemiyorum
Belli bir yaşıma kadar bana yöneltilen sorulara bir cevap verebilme gücüm vardı. Ve her zaman
içimde bu sorulara verecek bir cevabım olabiliyordu.
‘’Ama büyüdükçe bazı sorulara cevap veremez oldum.’’
Ve her veremediğim cevap için yılların her insan gibi beni de bazı konularda çaresiz bıraktığını fark ettim. Zamanın ve yaşamın bazı kötü gerçeklerini kabul etmemek için çok çabaladım ama son yıllarda yaşananlar ile coğrafi konum buna hiçbir zaman izin vermedi. Sadece kendi dünyamla ilgili verebileceğim cevaplarla yetinebildim. Kendimi ve dünyayı anlamlandırmaya çalıştığım günden beri kendim için oluşturduğum dünyamı ve yaşamı tüm zorluklarına rağmen korumaya çalışıyorum. İçinde mutluluğu, sevgiyi, aşkı, barışı ve insan sevgisini barındırdığım bir dünya bu. Ve hepimizin sahip olması gereken asıl dünya.
Ama bazen kendi kurmuş olduğum dünyanın sorularına bile cevap vermekte yetersiz
kalabiliyorum.
Ve bu durumlarda sadece sorularla yetinebiliyorum. Sorular; aslında bazı noktalarda
çaresizliğin adıdır. Ve çaresizlik; yaşamın kör kuyusunda olmak gibi bir şeydir bazen. Kendime ait cevapların varlığı ile yetinmek zorunda kalıyorum. Çünkü şu an yaşadığım dünya, cevap verebileceğim türde sorular barındırmıyor içinde. Ama cevap verebileceğim soruların olabileceği bir dünya için asla umudumu kaybetmeyeceğimi ve bunun içinde mücadele edeceğimi söylemek istiyorum.
Herkeste yaşama dair kocaman bir soğukluğun varlığını çok yüzeysel bir şekilde görebiliyorum. Her geçen gün bunun büyüklüğü belirginleşiyor.
Bunun önüne geçmek zorundayız.’
Yaşamı avuçlarımızda sımsıkı tutmakla mümkün. Burada kötülüğü, nefreti, ırkçılığı, içi boş
süslü popülist sözleri çok rahat kullanabilirim. Ve insanların bana dair korkularını onlara hissettirip
kendimi herkesten bu korku sayesinde koruyabilirim. Ama bu en büyük korkumla yüzleştiğim an biter.
Dolayısıyla sevgiyi her şeyin önüne bir yelken gibi tutup, tüm kötülüklere karşı büyük bir duvar
örebilirim.
Hepimizin o duvarın arkasında olmamız gerektiğine inanıyorum. Bu yüzden uyandığımız her
sabaha bir avuç güneş toplayarak uyanmak zorundayız. Bunu yaptığımız müddetçe topladığımız tüm güneşler geleceğimizi ve özellikle çocuklarımızın yaşamını aydınlatacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.