Nail Kadırhan - Kelam

Nail Kadırhan - Kelam

Ne oldu? Ne olmadı?

Ne oldu? Ne olmadı?

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından, 10 il çok ciddi bir şekilde etkilendi. Binlerce insan hayatını kaybederken binlercesi yaralandı ve bir o kadarı da halen enkaz altında kaldı ki, halen de olanlar var.

Depremin ilk anından itibaren başta Diyarbakır olmak üzere içlerinde gazeteciler, gönüllüler, iş insanları, STK’lar, Baro ve odalarında içlerinde olduğu whatsap grubu oluşturan, bulundukları yerlerde ev ev gezerek yardım toplayarak, harçlıklarını, karne hediyesi olarak alınan botunu gönderenlerin yardımlarını alan, hakça ulaştıran ve her olaya Hızır gibi yetişerek çözüm bulmaya çalıştılar.
Diyarbakır’da bulunan Diyarbakır Yardım grubunun fedakar yardımseverlerinin çalışmalarına birebir tanığım. Aldıkları duyumu anında teyit ederek her türlü ihtiyaçlarını barınmadan, ilaca, giyinmeden gıdaya vs vs her türlü sorunu giderdiklerini gördüm. Hergün yüzlerce hatta binlerce insanın hayır duasını alan siz güzel insanlar hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum, iyiki varsınız.
Öte yanda o dönemde kurulan üyesi olduğum Basın Kulübü, Deprem Bilgi Grubu, Yerel Basın Grubu ve adını duyamadığımız gruplarda olan iş makinası temin etmekten tutun, sokak hayvanlarına kadar herşeyi kendilerine dert eden güzel insanlar beliriverdi ve çok güzel işler yaptılar. 
Böyle kötü ve herkesin canını acıtan, yüzbinlercesini evinden yurdundan eden olay sonrası birbirini hiç tanımayan ve hatta görmeyen günlerce birkaç saatlik uykuyla ayakta duran binlerce kişiden oluşan dostluk grupları oluştu.
Öte yandan herkesin sitemlerine neden olan eksikliklerde vardı. Nemiydi bunlar? Maalesef bir türlü organize olamayan veya edilemeyen kurumlar elbette en büyük tepkiyi alanlardı. Çünkü o zaman çoğu kendi imkanlarıyla temin edilen çadırları buldukları boş alana yada evlerinin yakınındaki bir parka kuran vatandaşlar oldu. Halen Diyarbakır’da birçok park ve alanda bolca çadır görmek mümkün. Sonradan kurulan ve o da tartışmalara neden olan Dicle nehri kenarına bir çadırkent kuruldu. 
Birçok bilim insanı, öğrenci ve velinin karşı çıkmasına rağmen deprem gören yerlerde üniversitelerdeki öğrenci sayısı 300 bin kişi, ülke genelinde bu rakam toplam 8,2 milyon. 650 bin öğrenci yurtlarda kalıyordu. Fakat öğrenciler evlerine gönderilerek yurtları geçici kamplara çevrildi ve eğitimin uzaktan verilmesine karar verildi. Bu pandemi zamanında denenmiş ve başarılı olmadığı da deneyimlenmiştir. Fakat yapacak birşey yoktu karar kesindi ve zaten ev bulamayan öğrenciler ailelerinin yanında doğru yola çıktı. Deprem bölgelerinde yaşayanlar ise öylece kalakaldı çünkü çoğunun artık evi ya yoktu, ya hasarlıydı. Sağlam ev sayısı oldukça azdı. 
Depremin üzerinden 3 haftayı aşkın süredir geçmesine rağmen örneğin halen deprem bölgesi olmayan iş ve ilçelere giden bir çok aile verilmesi gereken nakti yardım hala neden nişe olduğu belirtilmeden ödenmedi. 
Fakat, unutulmasın bu bir iki günlük bir süreç olmayacak. Depremden zarar gören bütün il, ilçe, köy hatta mezraların her türlü yardıma ihtiyaçları vardı, halen de var ve yarın yine de olacak. Deprem bölgelerinde altyapı, evlerin teslimi vs vs… minimum 1,5-2 yıl sürecek.
Fakat asli görevi çadır, konserve veya kan satmak olmayan ve aksine bunları halka ulaştırmak olan ancak, açık kaynaklarda günlerdir tartışılan kurumların görevi tam da böyle günlerde herkese yardım eli uzatmak değilmi?
Yetkililer resmi sosyal medyada destan yazdıklarını belirtirken, eksik ve aksak kalan şeyleri de araştırsalar ve gereğini yapsalar tam destan yazmış olacaklar.
Nurdağı’nda koordinatör Vali olarak görev yapan Şırnak Valisinin birkaç gün önce söyledikleri ve özür dilemesi ortada dururken, ülkenin üst düzey bazı yetkilileri de depremde ilk birkaç günde çeşitli sebeplerden dolayı Adıyaman’da istedikleri etkinlikte çalışma yürütemediklerini bu nedenle helallik istediklerini dile getirdi.
Anlatmaya çalıştığımız tamda bu…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nail Kadırhan - Kelam Arşivi