Yüksel BAYAR
KELİMELERİN DE BİR ÖMRÜ VARDIR
Bu şehrin sokaklarında yürürken, insanın zihnine en çok şu düşünce asılır: Şehirler sadece taşlardan değil, nefes alıp veren kelimelerden inşa edilir. Ancak her canlı gibi, kelimelerin de bir ömrü vardır. Kimisi bir çocuk gülüşünde doğar, kimisi bir yaşlının hikayesinde son nefesini verir. Şırnak’ın her köşesi, vadesi dolmak üzere olan ya da hafızalarda direnen o yorgun kelimelerin sığınağı gibidir.
Sokak aralarından geçerken Yusuf Amca’nın tütün kutusu çıkar karşınıza. O kutu, sadece tütün taşımaz; içinde koca bir devrin lügatini saklar. Yusuf Amca, parmaklarıyla o ince kâğıdı sararken ağzından dökülen her kelime, tütün dumanı gibi ağırdır ve genzi yakar. O kutunun kapağı her açıldığında, artık pek az kimsenin bildiği eski bir nezaketin, sabrın ve "huzur"un tanımı yapılır. Modern dünyanın hızıyla çarpışan o eski tabirler, tütünün közü gibi yavaş yavaş küle dönmektedir.
Biraz ileride, bir avlunun gölgesinde ya da bir kahvehanenin puslu köşesinde Dengbêj Cemalê Mihê’nin sesi yükselir. Dengbêjlik, kelimelere ömür biçen değil, onlara ölümsüzlük vaat eden bir sanattır. Cemalê Mihê, gırtlağından dökülen her "lo" ve "lê" ile aslında bir kenti ayakta tutar. Onun sesinde Şırnak’ın kadim acıları, sevdaları ve dağlara yaslanan yalnızlığı vardır. O anlattıkça, unutulmaya yüz tutmuş isimler canlanır, ömrü bitmek üzere olan kelimeler yeniden taze bir nefes alır.
Ve elbette, bu sokakların ruhunu anlamak için Xolê Tajdîn’e bakmak gerekir. Onun geçtiği sokaklarda zamanın ritmi değişir. Şehrin bu kendine has çehresi, aslında Şırnak’ın sessiz tarihidir. Xolê Tajdîn’in bir selamı, binlerce kitabın anlatamayacağı bir aidiyeti hatırlatır insana. Onun varlığı, kelimelerin sadece sözlüklerde değil, simalarda ve yürüyüşlerde de yaşadığının kanıtıdır.
Şırnak sokaklarında kelimeler, birer nöbetçi gibidir. Bazıları çoktan göçüp gitmiş, bazıları ise Yusuf Amca’nın tütününde, Cemalê Mihê’nin klamında ya da Xolê Tajdîn’in bir bakışında hayata tutunmaya çalışmaktadır. Çünkü bilirler ki; kelimeler biterse, hatıralar da biter; hatıralar biterse, şehir sadece bir taş yığınına dönüşür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.