Her gün, bu şehirde çağdaşlığın ve yapay medeniyetin olmadığı bir yer arayışına bırakıyorum kendimi. Yüreğimde taşıdığım bu çağın dışındaki kelimelerimi de beraberim de götürüyorum. O kelimelerimi cümle içinde kullanacağım bir sosyolojik yapının olmadığını fark edince, güneşin batışına bırakıyorum kelimelerimi.
Bir çok binayı atlatarak vardığım ufak bir tepenin başında bekleyerek güne hoşçakal deyişimin içimde yaratmış olduğu özlemle oradan tekrar modern dünyaya geri geliyorum.
"Umutsuz cümleler kurduğumu düşünmeyin. "
Sadece bu çağa ayak uyduracak kadar ruh cinayetine kurban etmedim kelimelerimi. Ve bu çağa ayak uyduracak kadar kendimi bırakmadım bu döngüye. Sahip olduklarımla yetinmek, bana bir ömür yeteceğini düşünüyorum. Sahip olduklarımın materyal kavramların çok ötesinde olması beni çetin kılıyor. Ve bu çağa yenilmeyeceğime vesile oluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.